MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 06.12.2016 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili ile davalardan ... arasında dava konusu taşınmazın satışı konusunda anlaşmaya varıldığı satış bedelinin ödenmesine rağmen tapudan satışın yapılmadığını, borçlu aleyhine açılan .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/392 Esas ve 2002 /473 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine 7.200,00 TL bedelin ödenmesine karar verildiğini ve bu ilamın takibe konulduğunda, dava konusu taşınmazın satışının ön görüşmeleri sırasında taşınmazın muvazaalı olarak kızı davalı ...'e devredildiğini bu işlemin iptalini ve İİMK'nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesini talep etmiştir.Davalı ..., muvazaanın olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ... duruşmada, davacı ile dava konusu taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını ancak daha sonra anlaşmaktan vazgeçtiğini, verilen kaporayı iade ettiğini, davacının almaktan vazgeçince üçüncü kişilere sattığını belirtmiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı tarafın muvazaa olgusu ispatlayamadığı satış bedelinin düşük olmasının muvazaanın varlığı için tekbaşına yeterli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.Bu davalarda da amaç, alacağını tahsil imkanı olmayan davacının, alacaklı olduğu kişinin bu alacağın tahsilini imkansız kılmak için yaptığı muvazaalı işlemin iptali ile alacağın tahsilini sağlamaktır.Dosya içeriğinden, davacı ile davalı ...'in dava konusu taşınmazın satışı konusunda ön görüşmelerden sonra 07.02.2000 tarihinde gayriresmi olarak anlaşmaya vardıkları, bu anlaşma gereğince davacının satış bedelini ödemesine rağmen taşınmazın tapudan devrinin verilmemesi üzerine ... Asliye Hukuk mahkemesinin 2000/392 Esas ve 2002/473 Karar sayılı dosyasından sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde açılan dava da davalı ...'in davacıya 7.200,00 TL ödemesine karar verildiği ve bu alacağın tahsili için ... 10.İcra Müdürlüğü'nün 2005/86 sayılı dosyasından takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.Dava konusu 3 nolu bağımsız bölüm satışı ise 11.11.1999 tarihinde davalı ... tarafından davalı kızı ....'e yapılmıştır. Buna göre öngörüşmeler sırasında davalı ...'e ait iken davalı kızına satış yapılmasına rağmen borçlunun aynı taşınmazı 07.02.2000 tarihinde satış konusunda davacı ile anlaşmaya varması satışın gerçek olmadığı halen borçlunun kendisini üzerinde tasarruf yapmaya yetkili gördüğü yani malik olarak değerlendirdiği dolayısı ile borçlunun kızına yaptığı devrin muvazaalı olduğunu göstermektedir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.