Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11150 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11067 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı .... Bakanlığı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu/kardeşi olan Mehmet'in kullandığı bisiklete arkadan çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, davacıların kaza sonrası tedavi ve defin masrafı yapmak zorunda kaldıklarını, davacı anne babanın ölenin desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, 4.000,00 TL. tedavi ve defin masrafı, davacı ... ve .... için 5.000,00'er TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve 25.000,00'er TL. manevi tazminatın, davacı kardeş .... için 10.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 20.05.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini, davacı ... için 7.071,68 TL'ye, davacı ... için 7.439,72 TL'ye yükseltmiştir.Davalı .... Bakanlığı vekili, ... Emniyet Müdürlüğü'ne ait olan aracın, rutin bakım sonrası servis görevlisi davalı sürücü idaresinde, test sürüşü için seyreder-ken kaza yaptığını, kendilerinin kazada kusuru olmadığını, sürücünün de tali kusurlu olduğunu, ölenin ağır kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı sigorta şirketi vekili, poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalılarının kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce destek tazminatı yönünden başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, ceza davası sürecinde tarafların anlaştığını ve davacıların ibraname verdiğini, ibra nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ölenin kazada asli kusurlu olduğunu, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafın tedavi ve defin gideri talebinin reddine; davacı baba .... için 7.071,68 TL. ve davacı anne ... için 7.439,72 TL. destekten yoksun kalma tazminatının yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, tazminata sigortacı yönünden dava, diğer davalılar yönünden kaza tarihinde faiz işletilmesine; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı ... ve .... için 15.000,00'er TL, davacı ... için 10.000,00 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı .... Bakanlığı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunan uzman bilirkişi raporundaki kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacılar murisinin kazadan sonra 1 hafta hastanede tedavi görmüş olması ve hastane masraflarının, davalı sürücünün işvereni tarafından ödenmiş olması, davacıların başkaca da tedavi masrafının bulunmaması nedeniyle tedavi gideri talebinin reddinin yerinde olmasına, ayrıca manevi tazminatın takdirinde TBK'nun 56. maddesindeki (818 sayılı BK'nun 47. Md.) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalı .... Bakanlığı vekili ile davalı ... vekilinin, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacı tarafça, dava konusu kazada ölen Mehmet için yapılan cenaze ve defin giderleri yönünden talepte bulunulmuş; mahkemece, davacı tarafın defin giderine ilişkin belge sunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.TBK'nun 53. maddesinde (eski BK'nun 45. md.), ölüm halinde talep edilebilecek maddi zararlar arasında cenaze giderleri de sayılmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olarak belirlenip hüküm altına alınması gerekmektedir.Somut olayda; davacılar murisinin ölüm tarihindeki cenaze ve defin giderlerinin miktarı konusunda, .... Müftülüğü'nün 18.01.2013 tarihli cevabi yazısı ile bilgi verildiği görülmektedir. Bu durum karşısında, mahalli örf adete göre olay tarihinde yapılacak cenaze gideri miktarı da ispat edilmiş olduğundan, davacı tarafın bu talebinin hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu talebe ilişkin zararın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine hükmolunması doğru görülmemiştir.3-Davacı ... için talep edilen 25.000,00 TL. manevi tazminatın, 15.000,00 TL'lik kısmı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen; bu davacı lehine, kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanacak vekalet ücreti konusunda hüküm tesis edilmemiş olması doğru görülmemiştir.4-Davacı tarafça, davacı ... ve ... için 25.000,00'er TL. manevi tazminat talep edilmiş ve davacı taleplerinin 15.000,00'er TL'lik kısmı kabul edilmiş; 10.000,00'er TL'lik kısmı reddedilmiş olup, red nedeni gerek davalı .... Bakanlığı, gerekse ... için aynı olduğu halde; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 3/2. maddesine aykırı biçimde, her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması da doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... Bakanlığı vekili ile davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının ve davacılar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın 13/J maddesi uyarınca davalı .... Bakanlığı'ndan harç alınmamasına, aşağıda dökümü yazılı 2.792,67 TL kalan harcın temyiz eden davalı ...'dan alınmasına 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.