Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11086 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20835 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : . Asliye Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; müvekkili şirkete ... nolu poliçe ile sigortalı bulunan dava dışı ... A.Ş 'ye ait işyerine ait mutfakta yemek hizmeti vermekte olup, davalılara ait fritözden çıkan yangın sebebiyle mutfakta maddi zarar meydana geldiğini, poliçe gereği müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenen tazminatın halefiyet ilkesi gereği davalıya rücu edilerek icra takibi yapıldığını, takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia ve toplanan delillere göre; asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı ... şirketi bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde belirtilmiştir.Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı ticari davalardır. Ticari davalar ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. Maddesinde sayılmıştır. Maddenin 1. Fıkrasında "Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri.." ifadesi ile her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan davalar nispi ticari davalar olduğu belirtilmiştir. Davanın nispi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerekmektedir.Somut olayda; davacının sigortalı... Gıda Mutfak İşletmeleri A.Ş ve davalı ... arasında olup, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirdiğinden asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Mahkemece; işin esasına girilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.