Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11085 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12937 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalılardan ... diğer davalı ...'a ait ... plaka sayılı araç ile seyir halinde iken müvekkillerinden ...'e ait .... plaka sayılı araca çarpmak suretiyle 03/04/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili ...'in yaralanmasına neden olduğunu, müvekkillerinden ...'in uzun yıllardır kan kanseri hastası olup tedavi gördüğünü, yaralanma nedeniyle vücudunda kırıkların meydana geldiğini, kan kanseri nedeni ile yaraların kolay iyileşemediğini, tedavinin uzun sürdüğünü, bu dönem zarfında eşi olan diğer davacı ...'ün desteğine ihtiyaç duyulduğunu ve bu zaman zarfında manevi yönden her iki müvekkilinin de acı çektiğini belirterek, ... için 15.000,00 TL, Lütfiye için ise 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile ... için 7.500,00 TL, ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.6098 sayılı BK. md. 56 hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.