MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 26/05/2014NUMARASI : 2011/45-2014/157Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araçta meydana gelen 47.697,00 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalıların olayda tamamen kusurlu olduğunu, davalı .....Kopyalama Sistemleri Ltd.Şti'ne ait aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta (....) şirketi (.... Sigorta A.Ş.) tarafından 5.000,00 TL ödendiğini, aracın hurdasının 8.276,00 TL'sına satıldığını belirterek bakiye 34.421,00 TL'nın ödeme tarihinden işleyecek reeskont faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalı ....Sigorta A.Ş vekili, davalı Şanlıurfa .... Tur.Ltd.Şti'ne ait, sürücüsü V. O. olan aracın .... poliçesinin müvekkilince yapıldığını, kusur ve zararın ispatının gerektiğini, zincirleme kaza olduğundan, dava dışı zarar gören bir başka araç için 5.000,00 TL hasar ödemesi yapıldığını savunmuştur.Davalı .... Kopyalama Sistemleri Ltd.Şti vekili, .... plakalı aracın müvekkili adına kayıtlı olmadığını, husumet düşmediğini, kusuru, tazminat miktarını kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı Şanlıurfa ..... Tur. Otobüs İşl.Ltd.Şti temsilcisi, kaza tutanağına göre müvekkiline ait aracın, davacıya kasko sigortalı araçla bir temasının ve çarpmasının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı V.. O.., kaza tutanağını kabul etmediğini, hasar miktarının fahiş olduğunu, davacıya kasko sigortalı araca direkt olarak çarpmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kazanın mücbir sebepten meydana gelmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Çok istisnai de olsa mücbir sebep kabul edilen bir kısım olayların illiyet bağını kestiği kabul edilmektedir. 2918 sayılı KTK'nın 86. maddesinde olayda mücbir sebebin varlığının işleteni, eylemlerinden sorumlu olduğu kişileri ve dolayısıyla .... şirketini sorumluluktan kurtaracağı kabul edilmiştir. Doktrinde de ifade edildiği gibi 2918 sayılı Kanun bakımından mücbir sebep, önceden görülmesi mümkün olmayan, motorlu araç işletmesi veya faaliyeti dışında kalan ve karşı konulamayacak şiddetle kendisini gösteren, kaçınılmaz harici ve olağanüstü bir olaydır. Bu nedenle umulmayan haller mücbir sebep sayılmaz.Aynı Kanunun 86.maddesinde, işletenin kendisinin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusurlarının bulunmaması ve motorlu araçtaki bozukluğun kazaya neden olmaması durumlarında, mücbir sebebin gerçekleşmesi sonucu kazanın oluştuğu hallerde, işletenin sorumluluktan kurtulabileceği öngörülmüş bulunmaktadır.Aracın işletilmesine bağlı, yol ve hava koşulları, trafikten kaynaklanan beklenmeyen olaylar, sürücünün ölümü ve bayılması gibi haller mücbir sebep olarak kabul edilmemektedir. Kazanın mücbir sebeple meydana geldiğinin kabulü halinde hukuki illiyet bağının kesildiği kabul edilmektedir. 2918 sayılı KTK'nın 52. ve Yönetmeliğin 101.maddesinde, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurulmasının, güvenli bir takip mesafesinin bırakılmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Uygun illiyet bağı, hukuki sonuçları olan hukuki bir kavramdır. Uygun illiyet bağının olup olmadığını belirlemek hakimin görevidir. Bilirkişilerin ve Adli Tıp Kurumu'nun yetkisi uygun illiyet bağının belirlenebilmesi için zorunlu olan ve hakimin bilemeyeceği çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde görüşlerini açıklamaktır. Diğer taraftan, ceza hukukunda kabul edilen illiyet bağı ile özel hukuktaki uygun illiyet bağı kavramları aynı nitelikte değildir. Ceza hukukunda oldukça dar tutulurken, hukuki sorumlulukta kolaylaştırma ve ihtimali önemli ölçüde artırma kavramlarıyla genişletilmiştir. Bu nedenle hukuk hakimi, ceza hakiminin illiyet bağı bulunmadığına ilişkin kabulü ile bağlı değildir. Buna paralel düzenleme getiren 6098 sayılı BK'nun 74. maddesinde de "Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz" şeklinde düzenleme yapılmıştır.Somut olayda; davacıya kasko sigortalı araç yolun solunda dururken çarpılmaya maruz kalmıştır. 12.01.2005 tarihinde saat 19.45'de TEM otoyolunda 11 aracın karıştığı zincirleme trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza tutanağına göre, kazayı başlatan davalı Veysel Oğmak, en arkadan gelerek önünde ani frenle durmak zorunda kalan dava dışı M.Ş.Kayaer yönetimindeki otobüsün arkasından kendi yönetimindeki otobüsle çarpmış, bu şekilde çarpmanın etkisiyle ötelenen araçların birbirine çarpması şeklinde olay gelişmiştir. Davalı K.. Ö.., yönetimindeki araç, çarpılmanın etkisiyle savrularak davacı aracına çarpan aracın sürücüsüdür. İş; Kocaleli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/158 Esas sayılı dosyasında aralarında Veysel Oğmak ile K.. Ö..'ün de bulunduğu, kazaya karışan 8 sürücü hakkında taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermek suçundan dava açılmış; ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, zincirleme kaza olduğu, kaza tutanağına göre kimin kime çarptığının belli olmadığı, önceden kaza nedeniyle çarpışan araçların da olduğu, kusur tespitinin mümkün olmadığı, taksirin unsurlarının bulunmadığı, yoğun ve ani sis sebebiyle kazanın meydana geldiği yönünde görüş bildirilmiş, mahkemece bu gerekçelerle sanıkların beraatine karar verilmiş; Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nce 18.10.2011 tarihinde onanarak kesinleşmiştir. B.K'nun 74.maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenen kusur oranı ve beraat kararıyla bağlı değildir. Sadece Ceza Mahkemesinde belirlenen maddi vakıa Hukuk Hakimini bağlar.Eldeki dosyada alınan birinci raporda davalı Veysel'e aracının hızını yol, hava, trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak ve arkadan çarpmak kusurunu ihlalden 6/8, dava dışı M.Ş. K.'e frenle aniden aracını durdurduğundan 2/8 kusur verilmiştir. M.Şahin Kayaer aracını, önünde seyreden diğer araçların durması sebebiyle, fren yaparak aniden durdurmuştur. İtiraz üzerine alınan İTÜ bilirkişi kurulu raporu ile ek raporda ve çelişkiyi gidermek için alınan KGM fen heyetinden alınan rapor ve ek raporda; M.Ş. K.r'in ani frenle, önündeki araçların durması sebebiyle duruşa geçtiği, davalı V.. O..'ın aracının hızını yol, hava, görüş mesafesi ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlaması, güvenli takip mesafesini koruması gerektiği, davalı V.. O..'ın bu kural ihlalleri sebebiyle %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş; bu raporlarda, Ceza Mahkemesinde alınan Adli Tıp Kurumu raporu da irdelenerek, Adli Tıp Kurumu raporundaki görüşe katılınmadığı bildirilmiştir.Olay tarihinde hava yoğun sisli, görüş mesafesi çok az ise de; aynı şartlarda aracını durdurabilen sürücüler vardır. Mahkemece, Ceza Mahkemesinde sis nedeniyle illiyet bağının kesildiğinin kabul edildiği, önde meydana gelen kazanın görülme imkanının olmadığı, ceza mahkemesince sürücülere kusur verilmediği, mücbir sebep nedeniyle kazanın meydana geldiği gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun değildir.Öncelikle sürücünün aracının hızını yol, hava, görüş ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması gerekir. Aksine davranış, sürücünün kusurlu olduğunun kanıtıdır. Yoğun sis, görüş mesafesinin çok az olması, sisin aniden bastırması da mücbir sebep olmayıp ancak umulmayan hal olarak değerlendirilebilir. Davalı sürücü Veysi'nin bu hava şartlarına göre hızını ayarlaması, güvenli takip mesafesini koruması gerekirdi. Zİra aynı şartlarda aracını durdurabilen, takip mesafesini koruyan sürücülerde bulunmaktadır.Bu durumda mahkemece, çelişkileri gidermek amacıyla KGM fen heyetinden alınan rapor ve ek raporlara göre davalı V.. O..'ın olayda %100 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile (İTÜ bilirkişi kurulu raporunda da aynı nedenlerle aynı şekilde kusur izafe edilmiştir) davacının tazminat talebi hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı .....Oyak Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.