Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11010 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21110 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ...ile evli olduğunu, boşanma, nafaka ve mali haklara ilişkin davası devam ederken, dava dışı ....Ltd.Şti hisselerini dğer davalı akrabası ...'e devredildiğinden bu muvazaalı satışın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı ... vekili, dava dışı şirketin sermeyesinin diğer ortak ... tarafından karşılandığını, müvekkilinin şeklen hissedar gösterildiğini, hisse devrinin usule uygun yapıldığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ... vekili, müvekkilinin borçla bir ilgisinin olmadığını, asil hissedar ...'tan bedelini ödeyerek aldığını belirtmiştir.Mahkemece, davacnın ...4.Aile Mahkemesinin 2011/128 Esas sayılı dosyasından hükme bağlanan alacaklarının tahsilini zorlaştırmak üzere, davalı ...'in kurucu ortağı olduğu şirkette 1 payı kendinde bırakarak, kalan hissesini diğer davalı ...'e devrettiği ancak bu devre rağmen şirket yetkilisi olarak göreve devam ettiği, hisse bedelinin ödendiğine dair belge sunulmadığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalılar vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabileceği, böyle bir iddia karşısında aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçların saptanması olduğu, davacının tazminat davası ile edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açtığı, taşınmaz satışının iptali ile alacağını temin etme imkanı olacağından davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.Dosya kapsamınan davacının, davalı ...'ten sadece ...4.Aile Mahkemesinin 2011/128 Esas sayılı dosyasındaki alacağı dışında ...4.Aile Mahkemesinin 2012/462 Esas sayılı dosyasından da katkı payı alacağının olduğu anlaşılmaktadır.Bu nedenlerle, mahkemece davanın kabulü halinde davacı alacaklıya tüm alacak ile sınırlı olarak dava konusu pay üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin tüm davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine 2 bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1.bendine "...4.Aile Mahkemesinin 2012/462 Esas sayılı dosyasındanki alacakları yönüden de" ibaresinin eklenmesine hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 819,96 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.