MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R-Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlunun 09/06/2005 günü davalılardan ...'ın kullandığı ve diğer davalının malik olduğu aracın çarpması sonucunda vefat ettiğini, söz konusu olay ile ilgili olarak ... 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/225 Esas 2007/112 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davalılardan ...'nın cezalandırıldığını belirterek, her bir müvekkili için 10,000'er TL den toplam 20.000 TL manevi ve 5.000 TL maddi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...Ş. vekili, müvekkiline ait aracı kullanan kişinin kusuru bulunmadığını, vefat edenin trafik kurallarına aykırı davranışları nedeniyle kazanın meydana geldiğini, kaza tarihi itibariyle .... plakalı sayılı aracın sigortalı olduğunu, davacıların sigortaya başvurarak tazminatlarını aldıklarını belirterek davanını reddini savunmuştur.Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.Mahkemece,davanın kısmen kabülü ile, 10.425,09-TL'nin 3.000-TL'sinin olay tarihi olan 09/06/2005 tarihinden itibaren kalan kısmının ıslah tarihi olan 18/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'a verilmesine, 7.410,43-TL'nin 2.000-TL'sininolay tarihi olan 09/06/2005 tarihinden itibaren kalan kısmının ıslah tarihi olan 18/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'a verilmesine, davacılar için takdiren 2.000'er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 09/06/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı ... Mamulleri A.Ş vekili ve davacılar vekilince temyiz edilmiştir.1-Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksunluk tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işleten"i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Somut olayda, kaza tarihi 09/06/2005 olup, 01/01/2005-31/12/2005 tarihlerini kapsayan adi yazılı kira sözleşmesine göre davalı ... Mamulleri A.Ş'nin maliki olduğu dava konusu kazaya karışan araç bir yıllığına dava dışı ...San. ve Tic. A.Ş tarafından kiralanmış olup kira sözleşmesi dosyada bulunmaktadır.O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurularak, bahsi geçen adi yazılı kira sözleşmesine göre davalı araç maliki...Mamulleri A.Ş aracını dava dışı ...San. ve Tic. AŞ'ye kiraladığına göre, taraflar arasında tanzim edilen adi yazılı kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın gerçekten kiracıya teslim edilip edilmediği, sözleşme süresinin bitiminden önce sözleşmenin feshedilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ... Mamulleri AŞ'nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.2-Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiildenkaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil sorumlusu olan araç işleteni ve sürücüsühiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın tüm borç yönünden hksız fiil tarihi itibariyle temerrüde düşerler.Bu itibarla davalılar yönünden hükmedilen toplam tazminat tutarına kaza tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru olmayıp bozma sebebi yapılmıştır.3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.4-Bozma neden ve şekline göre davalı ... Mamulleri AŞ vekili'nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Mamulleri A.Ş vekilinin, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Mamulleri A.Ş vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... Mamulleri A.Ş'ne geri verilmesine 29/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.