Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10967 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6918 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Davacı vekili; müvekkiline ait aracın, park halinde bulunduğunu, davalı ...'un kullanımında olan ... plakalı araç ile Davalı ...'ın kullandığı ... plakalı aracın davacıya ait araca çarpması sonucunda davacının aracının ağır hasar gördüğünü, diğer davalılar olan ... ve ...'un ise çarpan araçların ruhsat sahibi olduğu, araçta meydana gelen değer kaybının taraflar arasındaki kusur oranının ...Raporu ile belirlenerek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile 4.000 TL maddi tazminatın, 4.000 TL araçta meydana gelen değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini talep etmiş, ıslah ile hasar bedeli olarak 14.050 TL değer kaybını 6.000 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı ... vekilinin dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde davaya konu ... plakalı aracın... poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza neticesinde davacının aracında meydana gelen maddi tazminat tutarının toplamda 2.150,00 TL olarak belirlendiğini ve bu rakamın davacıya 13.05.2013 tarihinde ödendiğini, hesabın doğru yapıldığını, davacının olay tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğu, davacının talebinin değerlendirilerek süresi içerisinde ödeme yapıldığı, bu sebeple davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde 30.03.2013 tarihinde meydana gelen kaza sebebi ile hukuki ve cezai hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, ...plakalı aracın sahibi olduğunu, kazayı aracı izinsiz alan ...'un yaptığını, davalı ... aleyhine suç duyurusunda bulunduğunu, davacının aracındaki hasarın ...'un yaptığı kaza sonucu hasar verildiğini, bu hasarın da sigorta şirketi tarafından ödendiğini, aracın 0 km olmadığı, aracın satılırken zaten değer kaybedeceği, kendisinden tazminat istenirse bu davacıyı haksız olarak zenginleştireceği, bilakis kaza yapan kendi aracının ticari bir araç olması sebebi ile zararının bulunduğunu, davacıya ait aracın ticari bir araç olmaması sebebi ile kaza sebebi ile herhangi bir zararının olmadığı bu sebeple açılan davanın reddini savunmuştur.Davalı ...'ın 12.11.2013 tarihli duruşmada ki beyanından özetle, dava konusu kazanın oluşumunda kendisinin kusurlu bulunmadığı, açılan davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; ...Kurumunca belirlenen raporda davalı ...'ın %75, davalı ...'un %25 oranında kusurlu bulunduğu, davacının aracındaki zarar ve değer kaybının hesaplanması için alınan bilirkişi raporunda araçta oluşan hasarın 14.050 TL, değer kaybının ise 6.000 TL olduğu, kazanın oluşumunda davacının kusurunun bulunmadığı, kazanın oluşumuna sebep olan davalılar ve onlarla müştereken ve müteselsilen sorumlu diğer davalıların davacının aracında meydana gelen hasar bedelinden sigorta şirketince ödenen bedel düşülerek hasar bedelinin ve değer kaybının davalılardan tahsiline karar verilerek, 30.03.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan hasar bedelinden davalı ...tarafından ödenen 2.150,00 TL düşülerek 11.900 TL'nin davacının aracında meydana gelen 6.000 TL değer kaybı olmak üzere toplamda 17.900 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesine karar verilmiştir, hüküm, davalı ...vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve tarafların kusuruna ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... şirketinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, araç hasarı ve değer kaybının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece hasar ve değer kaybı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.Davacı aracı 2006 model olup trafik kazası 30.03.2013 tarihinde meydana gelmiş, araç 7 yaşındadır. Davacı davalılardan gerçek zararını talep edebilecektir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ise davacının gerçek zararının belirlenmesine esas alınacak biçimde düzenlenmemiştir. Davacının gerçek zararının belirlenmesi için aracın kaza tarihindeki ikinci el fiyatı tesbit edilip hasarlanmış hali ile tamirin ekonomik olup olmadığı, hasar miktarına göre ekonomik değilse sovtajının ne değerde olduğu hesaplanıp ikinci el fiyatından düşülerek davacının gerçek zararı belirlenmelidir. Bilirkişi raporunda açıklanan konulara değinilmediği gibi değer kaybı olarak belirlenen 6.000 TL'nin hangi kriterlere göre hesaplandığı da bilirkişi raporunda gösterilmemiştir. Daire uygulamasına göre değer kaybı, aracın kaza tarihindeki ikinci el fiyatı ile tamir edildikten sonraki (tamiri ekonomik ise) değeri arasındaki farktır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler gözönüne alınarak konusunda uzman (mak.müh.) bilirkişi kurulundan hasar ve değer kaybı hususlarında rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu dayanak yapılarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketinin sair temyiz itirazının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... şirketine geri verilmesine 28/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.