MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/04/2014NUMARASI : 2014/24-2014/167Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar vekili davalı F.. Ş.. vekilince temyiz edilmiş, davacılar vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.10.2015 Salı günü davacılar vekili Av. B.. Ş.. geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacılar vekili, müvekkillerinin m.i Ö. G.nün kaza yaptıktan sonra başka bir araca yardım amacıyla aracın yanında bulunduğu sırada, davalıların sürücüsü, maliki ... ve.... sigortacıları oldukları aracın gelerek çarpması sonucu hayatını yitirdiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş Ö.. G.. için 1.000 TL maddi, 49.000 TL manevi tazminatın, davacılar Ümmügül ve T.. G.. için ayrı ayrı 1.000 TL maddi, 24.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalı .... Sigorta A.Ş. vekili, müvekkilinin davacılara 04.01.2007 tarihinde ödeme yaparak sorumluluğunun sona erdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Davalı ....Sigorta A.Ş. vekili, müvekkilinin aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğunu ve .... limitleri üzerinde kalan kısımdan sorumlu tutulabileceğini belirtmiştir.Davalı F.. Ş.. vekili ve davalı .....a Boyacılık Tekstil San.ve Tic.A.Ş. vekili, F.. Ş..'in olayda kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, iddia, savunma ve toplana delillere göre; davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacıların her biri için ayrı ayrı 10.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..... Boyacılık Tekstil San.ve Tic.A.ş. ve Fikret Şahin'den müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı F.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, ayrıca manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 56. Maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı F.. Ş.. vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; BK.nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de nafaka hakkındaki hükümlere dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.Dosyanın incelenmesinde, davacı baba Tahsin'in destekten yoksun kalma tazminatı isteminin SGK tarafından kendisine ölüm nedeniyle aylık bağlanmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır. Oysa, yukarıda anıldığı üzere destek kavramı farklı esaslara dayanmakta olup, mahkemece bu husus üzerinde durularak davacı Tahsin'in maddi tazminat talebinin değerlendirlmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hatalı gerekçe ile talebin reddine karar verilmiş olması doğru değildir.3-Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadan önce alan davacılar, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldıkları paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir. Bu durumda, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, “davacılara yapılan sigorta ödemesinin, ödeme günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak”, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir. Oysa hükme esas alınan 04.06.2012 tarihli bilirkişi raporunda farklı bir güncelleme metodu kullanılmıştır. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek bu konuda bilirkişiden ek rapor alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetli değildir. 4-Dosyanın incelenmesinde, destek Ö. G.'nün SSK'lı olduğu ve iş kazasında vefat ettiği, ölümü nedeniyle bir kısım davacılara gelir bağlandığı anlaşılmıştır.Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 506 Sayılı Kanun'un 26/2 maddesine göre “İş kazası veya meslek hastalığı, 3 üncü birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3 üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” SGK tarafından verilen cevabi yazıda bir kısım davacılara bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerleri bildirilmiş olup, hükme esas alınan 04.06.2012 tarihli bilirkişi raporunda bildirilen peşin sermaye değerinin tamamı hesaplanan tazminattan mahsup edilmiştir.Oysa mahkemece öncelikle SGK tarafından açılmış bir rücu davasının bulunup bulunmadığı araştırılarak, kesinleşen rücu edilebilecek miktarın tazminattan mahsup edilmesi gerekirken, sanki SGK tarafından bildirilen peşin semaye değerinin tamamı hüküm altına alınarak davalıya rücu edilmiş gibi karar verilmiş olması da doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı F.. Ş.. vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalı F.. Ş..'den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 1.536,30 TL kalan harcın temyiz eden davalı F.. Ş..'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.