MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalı ...'in müvekkillerinin murisi Dursun'un ölümüne neden olduğunu, hakkında açılan tazminat davası sırasında, 726 ada 26 parsele tedbir konulduğu ancak bundan önce davalılara aralarında muvazaalı olarak düzenledikleri senedi Ereğli 1.İcra Müdürlüğü'nün 2010/1305 sayılı dosyasından takibe koyduklarını, 726 ada 26 parselin bu dosyadan yapılan ihalede takip alacaklısı davalı ... tarafından alındığını, bu muvazaalı takibin iptali ile İİK'nun 283.maddesinin kıyasın uygulanmasını talep etmiştir. Davalı ... vekili, davacıların alacağı ile müvekkilinin alacağıınn takip tarihleri dikkate alındığında, davacının iddialarının yersiz olduğunu, taşınmazın ihalede alacağa karşılık müvekkili tarafından alındığını ve ihale ile alınan taşınmaz ile ilgili olarak tasarrufun iptali davasının açılamayacağından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ..., muvazaanın söz konusu olmadığını, borcu nedeni ile taşınmazın satıldığını belirtmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre davalı ...'in tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza neticesinde davacıların murisinin vefat ettiğini, bunun üzerine davalılar tarfından 15.03.2007 tarihinde dava açıldığı, dava açılmadan 3 gün önce ../...2014/18413 -2-2017/1094 davalı ...'un dava konusu bonoyu icraya koyduğu ve daha sonra işlemsiz bıraktığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 11.03.2010 tarihli kararından kısa süre sonra yenilendiği, taşınmazın ihale ile... tarafından alınmasının sağlandığı, davalıların uzun zamandır komşu oldukları kazadan sonra taşınmazın devrini sağlamak için muvazaalı takip yapıldığı konusunda tam bir vicdani kanaat getirdiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.Somut olayda, davacıların alacağı davalı ...'in sebebiyet verdiği kazadan doğan tazminat alacağından kaynaklanmaktadır.Kaza 25.01.2007 tarihinde meydana gelmiş, tazminat davası 15.03.2007 tarihinde açılmış 10.05.2012 tarihinde sonuçlanmıştır. Muvazaalı olduğu ileri sürülen Ereğli 1.İcra Müdürlüğü'nün 2010/1305 sayılı takip dosyası ilk olarak 12.03.2007 tarihinde başlatılmış takipsiz bırakılmış ve 14.04.2010 tarihinde yenilenmiştir. Takip dosyasından haciz konulan 729 ada 26 parsel nolu taşınmaz 13.01.2012 tarihinde yapılan ihalede alacağa mahsuben alacaklı Durumuş tarafından alınmıştır. Tanık olarak dinlenen ... ifadesinde, 729 ada 26 parseldeki hissesini 1996 yılında davalı ..., davalı ...'in babası Muzaffer'e ve dava dışı ...'e sattığını,...'un borcun ödediğini diğerlerinin ödemediğini, müstakil tapu verilmediği için tapunun Ersin adına 2002 yılında tescil edildiğini, üç ortağın 1997-1998 yıllarında taşınmaz üzerinde ev yaptıklarını, dava açıldığı zamana kadar kullandıklarını, borç kaynağı bononun bu borç nedeni ile verildiğini belirtmiş, diğer tanıklarda bu iddiayı teyid etmiştir.../...2014/18413 -3-2017/1094Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, 729 ada 26 nolu parselle ilgili olarak mahallinde keşif yapılarak, keşif sırasında daha önce dinlenen tanıkların yeniden dinlenilerek, taşınmaz üzerinde borçlu Ersin, davalı ... ve dava dışı Yasin'in evlerinin bulunup bulunmadığı, evlere ne zaman elektrik ve su aboneliklerinin yapıldığı sorularak iddianın doğruluğu araştırılmalı, doğruluğu ispat edildiği takdirde, muvazaalı olduğu iddia edilen takip konusu borcun aslında 1996 yılında doğduğu tesbit edilmiş olmakla birlikte amacın taşınmazın haczi ve satışını engellemek olduğundan takibin iptaline ancak 729 ada 26 nolu parsellin borçlunun adına kayıtlı 13/46 hissenin aslında 1/3 nün borçluya ait olduğunun anlaşılmış olması halinde sadece 13/46 hissenin 1/3 üzerinde davacılara haciz ve satış isteme yetkisi verilmesine, aksi durumda şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 07/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.