Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10935 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14422 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R-Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı kazada, araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacıların oğlunun öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını, murisin inşaat teknikeri olduğunu ve aylık gelirinin 2.000 Dolar olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 24.02.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 41.519,72 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davacılar murisinin hatır için taşındığını ve tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini, ticari faiz talebinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 17.708,83 TL. ve ... için 15.506,94 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.TBK'nun 53. maddesi (eski BK 45/2) gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.Dava dilekçesinde, desteğin sağlığında inşaat teknikeri olarak ...'da iş yapan bir inşaat şirketinde çalıştığı ve aylık 2.000 Dolar gelir elde ettiği iddia edilmiştir. Hükme esas alınan 26.01.2014 tarihli hesap bilirkişisi raporunda, desteğin işvereni olan şirket tarafından gönderilen bordrolardaki miktara göre, asgari ücretin 1,14 katı gelir üzerinden hesaplama yapılmıştır.Oysa ki, dosya içerisinde mevcut belgelere göre, desteğin gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğunun kabulü mümkün değildir. Desteğin yüksekokul mezunu inşaat teknikeri olduğu, davacı tarafça sunulan diploma örneği ile sabittir. Ayrıca, ...Şubesi'nden gelen banka hesap dökümü ve yine aynı bankanın 06.02.2014 tarihli cevabi yazısına göre, desteğin annesi olan ... adına 14.05.2012'de açılan hesaba, desteğin işvereni ...şirketi tarafından, desteğin maaş ödemesinin yapıldığı da sabittir.Bu durumda, desteğin, inşaat teknikeri olarak çalışıp gelir elde ettiği sabit olduğuna ve yaptığı işin niteliği gereği asgari ücretin oldukça üzerinde gelir elde edeceği anlaşıldığına göre; ... Şubesi'nden gelen yazı cevapları ile banka hesap dökümünde yer alan maaş miktarı üzerinden, davacıların destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması konusunda ek bilirkişi raporu alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 28/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.