MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R-Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacılar murisinin sevk ve idaresindeylen yaptığı tek taraflı kazada davacıların babası/eşi olan ...'in öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ve cenaze masrafı yaptıklarını belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 7.000,00 TL. ve diğer davacılardan her biri için 1.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, 8.000,00 TL. cenaze ve defin giderinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06.02.2014 tarihli artırım dilekçesiyle toplam taleplerini 109.674,79 TL'ye yükselterek bu bedelin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacılar murisinin tam kusurlu olarak yaptığı tek taraflı kazada öldüğünü ve bu nedenle davacıların tazminat talep etme haklarının olmadığını, 2 yıllık sürede açılmayan davanın zamanaşımına uğradığını, tazminat hesabında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacı ... için 65.958,23 TL, ... için 8.893,19 TL, .... için 12.420,38 TL, ....için 16.652,99 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve 5.750,00 TL. cenaze giderinden oluşan maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle haksız fiilin aynı zamanda suç teşkiletmesi halinde ceza zamanaşımının uygulanacağına ilişkin yasal düzenlemeye ve Yargıtay uygulamalarında benimsenen, tek taraflı kaza sonucu ölüm olayından doğan tazminat talepleri yönünden de ceza zamanaşımının uygulanacağı ilkesi gereği, olayda zamanaşımının oluşmadığının kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve cenaze giderinden oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.TBK'nun 53. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.Dava dilekçesinde, desteğin serbest olarak çalışıp aylık 1.500,00- 2.000,00 TL. gelir elde ettiği iddia edilmiş; buna ilişkin olarak dinletilen tanıklar tarafından, inşaatlarda sıvacı olarak çalışan desteğin belirtilen miktarda gelir elde ettiği beyan edilmiş; hükme esas alınan 03.01.2014 tarihli aktüerya raporunda, tanık anlatımları ve oda cevabına göre desteğin gelirinin 2.000,00 TL. olduğu (asgari ücretin 3,33 katı) kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Oysa ki, dosya içerisinde bulunan desteğin ...hizmet dökümü belgesinde, desteğin ölümüne en yakın tarih olan, 2010 yılı Mayıs ayında 30 gün çalışmasının olduğu zamanda 729,00 TL. Düzeyinde gelirinin olduğu ve desteğin sürekli olarak aylık 30 gün çalışma yapmadığı görülmektedir. Bu durum karşısında, sadece...Esnaf Odası'nın cevabi yazısında belirtilen ve tanık beyanlarında yer bulan aylık 2.000,00 TL. gelirin, desteğin sürekli ve düzenli geliri olarak kabulü esasına dayalı hesap bilirkişi raporu yerinde olmadığı gibi hüküm kurmaya da elverişli değildir. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez. Desteğin, inşaatlarda sıvacı olarak çalışıp gelir elde ettiği sabit olduğuna göre; desteğin tazminata esas gerçek gelirinin belirlenmesi için, ... kayıtlarına göre ölümünden önceki geçmiş 1 yıla ilişkin gelir kayıtlarının işvereninden getirtilmesinden sonra; içerisinde inşaat mühendisi bilirkişi de bulunan konusunda uzman bilirkişi heyetinden, inşaat sıvacısı kişinin yılda ortalama ne kadar çalışıp gelir elde edeceği konusunda alınacak raporla, desteğin gerçek ve düzenli gelirinin belirlenmesiyle, davacıların destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması konularında ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.3-Davalı taraf yaptığı tüm savunmalarda, desteğin trafik sigortalı araçta hatır için taşındığını ifade etmiş, mahkeme tarafından bu hususta herhangi bir inceleme ve irdeleme yapılmamıştır.2918 sayılı KTK'nun 87/1. maddesinde "Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir" düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu'nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 818 sayılı BK'nun 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51) uygulama alanı bulacaktır.Davaya konu trafik kazasında, davacıların desteği ...'in sürücüsü olduğu.... plakalı aracın,...'e ait olduğu görülmektedir. Destek ile araç maliki olan bu kişi arasındaki ilişki ve aracın davacıların desteğine hatır için verilip verilmediğinin irdelenmesi, hatır için aracın verilmesi durumu varsa, 818 sayılı BK'nun 43. maddesinin (6098 sayılı TBK md. 51) uygulanıp uygulanmayacağının hükümde tartışılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmünBOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28.11.2016 gününde Üye ...'ın karşı oyu ve oybirliğiyle karar verildi.