Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10885 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14160 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/05/2013NUMARASI : 2012/23-2013/222Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu, davalıya trafik sigortalı aracın kaza yapması sonucu davacının yaralandığını, malul kaldığını, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 99.293,02 TL ödeme yapıldığını ancak ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, maluliyet ve kusur oranı yönünden raporlar alınması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 75.706,98 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 30.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının maluliyet oranının belirlenmesi yönünden rapor alınmadan davacı tarafça dosyaya sunulan Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Özürlü Sağlık Kurul Raporu'na göre davacının %50 oranında daimi maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek aktüer hesabı yaptırılmıştır. Oysa, hükme esas alınan Sağlık Kurulu Raporu, olay tarihinde geçerli "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre düzenlenmediğinden hükme dayanak yapılması mümkün bulunmamaktadır. O halde mahkemece, en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan veya Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nden "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden heyet raporu alınıp sonucu göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketi tarafından, dava açılmadan önce davacıya yapılan ödeme, hem güncelleştirilerek hem de güncelleştirme yapılmadan hesaplanan zarardan tenzil edilmiş, tercih mahkemeye bırakılmış, mahkemece, güncelleştirme yapılmadan tenzile itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi işgöremezlik zararı hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesabın yapıldığı tarihe (rapor tarihi) kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir. Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile işgöremezlik zararının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan zarardan indirilmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmiş olması bozmayı gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.