MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... A.Ş. vekili, davalı ... vekili, davalı ... Sigorta A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili; davalılardan sürücü ...'ın kusurlu olarak 03/03/2007 tarihinde davacıya çarptığını, aracın ruhsat sahibi olan ... AŞ'ye ve zorunlu trafik sigortasının ...Sigorta AŞ. tarafından yapıldığını, müvekkilinin hastane ve tedavi masraflarının boyutu henüz yoğun bakımdan çıkamaması nedeniyle belirlenemediğini ve her gün arttığını beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şu aşamada 7.000,00 TL'nin davalılardan kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek reeskont faiz oranı ile hesaplanacak olan faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 06/11/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 52.587,36 TL artırdıklarını beyanla dava dilekçesini arz edilen biçimde ıslahını talep etmiştir.Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 22.288,31 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin sigorta limiti ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... A.Ş. vekili, davalı ... vekili, davalı ... Sigorta A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderleri istemine ilişkindir.İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK'nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay'ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür. 2918 sayılı KTK'nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.Somut olayda; davalı ... A.Ş kazaya konu aracı, ...Motorlu Araçlar ve Turizm A.Ş aracılığı ile ...San.ve Ltd.Şti'ye ve 11.07.2006'den itibaren dosya içerisindeki sözleşme ve faturalardan uzun süreli olarak kiralandığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davalı ... A.Ş yönünden işleten sıfatı bulunmadığından husumetten reddi gerekirken, bu davalı yönünden sorumluluk cihetine gidilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.3-Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın "Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı", Yasanın geçici 1.maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği" öngörülmüştür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1.maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır, Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk "Sosyal Güvenlik Kurumu'na" geçtiğinden eldeki davada yasal hasımın "Sosyal Güvenlik Kurumu" olması gerekir. Bu durumda mahkemece, "Sosyal Güvenlik Kurumu"nun davaya dahil edilmesi, tarafların delillerinin toplanması, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi için uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.4-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin; reddedilen belgeli ve belgesiz tedavi giderleri yönünden itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin ile davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... A.Ş., ... ve ...Sigorta A.Ş'ne geri verilmesine 24.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.