MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin uzun süreli filo araç kiralama işi ile uğraştığını, davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın müvekkiline ait araca tam kusurlu olarak çarpması sonucu araçta 1.831,64 TL hasar, 300,00 TL değer kaybı oluştuğunu, müvekkilinin aracını 1 günlük tamir süresi içerisinde kiraya veremediğini, aracın günlük kirasının 74 euro olduğunu, 222 TL kazançtan mahrum kaldığını beyanla, toplam 2.353,64 TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı ..., kazada kusuru olmadığını, yetkili mahkemenin Denizli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin yetkisizliğine, yetkili ve görevli mahkemenin Denizli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep edildiği taktirde dosyanın yetkili ve görevli Denizli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. " 7. maddesinde de, " Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir." denilmektedir. Yine aynı Yasa'nın 16. maddesinde ise, "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmü yer almaktadır. HMK'da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda zarar gören davacı şirketin UYAP ortamından yapılan sorgulamada ulaşılan ve davacı vekili tarafından belirtilen adresi; ... mah. ...Bulvarı, No:... İstanbul Park B Kule Tuzla/İstanbul'dur. Bu durumda, davacı şirketin adresi İstanbul Anadolu mahkemelerinde dava açılmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığından mahkemece işin esasına girerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Kabule göre de, kesin yetki kuralı bulunmayan davada davalılardan sadece ... yetki itirazında bulunduğu halde, yetki itirazında bulunmayan davalı ... yönünden de yetkisizlik kararı verilmesi isabetli bulunmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.