Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10740 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20575 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını davalı annesi ...’ye satışına ilişkin işlemin iptalini ve borçlu adına tescilini istemişir,Davalılar vekilleri, devir tarihinde borcun olmadığını ve davalı annenin alım gücünün olduğunu haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, aciz belgesinin sunulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan muvazaalı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama aşamalarında davanın BK’nun 19.maddesine dayalı olduğunu belirtmiştir.Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde özellikle vurgulanmıştır. Bu durumda davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması ve bu davanın görülebilmesi içinde muvazaalı işlemin borcun doğumundan sonra yapılması gerektiği gözönönde bulundurulup, alacak dayanaklarından Konya 13.İcra Müdürlüğünün 2011/8819 sayılı takip dosyasındaki borcun 07.01.2011 tanzim tarihli bono, 2011/ 8813 sayılı takip dosyasının 11.01.2010 tarihli çek olduğu. buna göre alacaklıya borcun daha önce doğup doğmadığı açıklattırılarak ve ispatı sağlanarak BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davacının İİK 277 vd kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdr.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.