Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10736 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14599 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, müvekkilinin borçlu şirketin kefili olarak dava dışı Bener Sunguray'dan 20.10.2009 tarihinde borç alındığını, borç ödenmeyince anılan şahsın haklarında takibe geçtiğini, müvekilinin borcu 26.09.2011 tarihinde ödeyerek alacağı temlik aldığını ve diğer borçludan tahsil etmek için takibe devam ettiğini bu aşamada borçlu şirketin petrol istasyonunu davalı ...Tic.Ltd.Şti'ye devrettiğinden bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı ....Tic. Ltd.Şti. vekili, davacının Adana 14.İcra Müdürlüğü'nün 2011/5692 sayılı takip dosyasının borçlusu iken bu alacağı temlik alarak aynı icra takibinde borlu iken alacaklı konumuna geldiğini, aynı icra dosyasında alacaklı ve borçlu sıfatının birleşemeyeceğinden haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşturDavalı borçlu şirket, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, davacının dava dayanağı Adana 14.İcra Müdürlüğü'nün 2011/5692 sayılı takip dosyasının borçlusu iken borçlu olduğu parayı alacaklıya ödeyerek diğer borçluya rücu etme hakkına sahip olmuş bu hali ile davacının alacağı temlik tarihi 26.09.2011 tarihinde doğduğu tasarrufun ise bu tarihten önce 30.11.2010 tarihinde gerçekleştiği ve taşınmaz satışının muvazaalı olduğunun ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır. Somut olayda, davacı ... dava dayanağı takibe asas 20.10.2009 tanzim tarihli bononun lehtarı iken senedi ciro ederek borçlu konumna gelmiş ve davalı ...Tic.Ltd.Şti. yönünden borç senedin tanzim tarihi olan 20.10.2009 tarihinde doğmuştur. Takip konusu alacağın davalı ... tarafından 26.09.2011 tarihinde temlik alınması borcun bu tarihte doğmuş olduğu sonucunu doğurmaz. Tasarruf ise borcun doğmundan sonra 30.11.2010 tarihinde yapıldığından, mahkeminin aksi yöndeki tesbit ve gerekçe hatalı olmuştur.Dava konusu taşınmaz aynı zamanda petrol işyeri olduğu dosya içeriği ile de sabittir. İİK'nun 280/3.maddesine göre bir ticari işletmenin yada işyerindeki mevcut ticari emtianın tamammını veya önemli bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu halde ızrar kastı ile hareket ettiğinin kabul olunacağı kabul edilmiş ve karinenin aksinin ispatı için aynı maddenin son kısmında geçen işlemlerin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Dava konusu işyerini devir alan üçüncü şirketin bu işlemleri yaptığı iddia ve ispat edilmediğinden tasarrufun iptali gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olguları dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.