Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10728 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23629 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, dava dışı ...'ya ait olup idaresindeki ... plaka sayılı aracın tek taraflı trafik kazası yaptığını ve araçta bulunan davacının yaralanarak sakat kaldığını, davalı şirketin ... plakalı aracı ... Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan şirket olduğunu belirterek sürekli iş gücü kaybından dolayı toplam 40.000,00.-TL maddi tazminatın sigortaya başvuru tarihi olan 09/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... şirketinden tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, davacıda kaza sebebiyle meydana gelmiş bir maluliyet bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 40.000,00 TL'nin dava tarihindeki yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli işgöremezlik tazminat istemine ilişkindir.Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastaneleri'nin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümleri gibi kuruluşlarca, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyeti tarafından, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Somut olayda, kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak mahkemece herhangi bir bilirkişi raporu alınmamıştır. Davacı tarafça dosyaya sunulan Kahramanmaraş ... Şehir Hastanesi'nin 15.01.2013 tarihli raporunda; davacı ...'in %19 oranında maluliyeti olduğu bildirilmiştir.Söz konusu hastane raporunun yukarıda bahsedilen kaza tarihine göre yürürlükte bulunan tüzük ya da yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı belli olmayıp ayrıca davacının 31.07.2005 tarihinde geçirmiş olduğu kazadan sonra 10.08.2012 de ameliyat olduğu gözönüne alındığında davacının sakatlığının kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususu da belli değildir. Bu nedenle sözkonusu sağlık kurulu raporu hükme esas alınmaya elverişli değildir.Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, kazayla ilgili tüm tedavi evrakları celbedilerek yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında; davacıda meydana gelen sakatlık ile geçirmiş olduğu kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü esas alınarak maluliyet oranının belirlenmesi yönlerinden Adli Tıp Kurumu'ndan denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.