Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10680 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15233 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Konya(Kapatılan) 4. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2013/31-2013/158Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.. A.. vekili ve davalı .... Sigorta Aracılık Hizmetleri AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı şirkete ait emtiayı icradan temlik yoluyla satın alındığını, davacının işyerini satın aldıktan sonra kilidini değiştirdiğini, 06.01.2009 tarihinde Murat Çoban'a işyerinin anahtarını verdiğini, işyerinden malzeme alıp Konya'ya getirmesini rica ettiğini, M. Ç.'ın işyerine geldiğini ve anahtar ile kilidi açamadığını, bunun üzerine davacıya bilgi verdiğini, davacının işyerinin önceki sahiplerinin kilidini değiştirmiş olabileceğini belirterek şikayette bulunduğunu, polisle birlikte çilingir marifetiyle işyeri açıldığında bir kısım emtianın olmadığını gördüğünü, davacının tesisinin 03.11.2008 tarihinde 1 yıl süre ile davalı sigorta şirketince sigortalandığını, davalı sigorta şirketinin çalınan malların toplam bedeli olan 17.000,00 TL'ni ödemediğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin hırsızlık olayının ihbarı tarihinden itibaren bankaların ticari kredilerine uygulanan en yüksek oranda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı A.. A.. vekili, dosyadaki belgelerden davaya konu bir kısım malların halen yediemin sıfatıyla davalıda olduğunun anlaşıldığını, "Yediemin sıfatıyla bulunan malların teminat dışında olduğunu, süt alım tankerinin işyerinin dışında bulunduğu için teminat kapsamında olmadığını, listedeki diğer malların ise haciz tutanağında tespit edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı E.. A.. davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davanın kısmen kabulü ile 6.200,50 TL'nin 17.07.2009 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, her iki davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.1-Davalı A.. A..'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı A.. A.. vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.2-Dava, hırsızlık sigorta poliçesi kapsamında oluşan hasar bedelinin sigortacı ve acentadan tahsili istemine yöneliktir.Acente, "Ticari mümessil ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi bir sıfatı olmaksızın bir mukaveleye dayanarak muayyen bir yer veya bölge içinde daimi bir surette ticari işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık etmeyi veya bunları bu işletme adına yapmayı meslek edinen kimse" olarak tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere, acenteler imzaladıkları ya da aracılık ettikleri sözleşmeleri kendi nam ve hesaplarına değil, acentesi bulundukları kişi adına düzenlerler. Dolayısıyla kural olarak bu sözleşmelerden dolayı kendi sorumluluklarının olmayacağı kuşkusuzdur. Poliçeyi düzenleyen acentenin tazminattan sorumlu tutulabilmesi için poliçenin düzenlenmesinde, primin tahsilinde ya da davalı sigorta şirketinin sigorta tazminatını ödememesinde şahsi kusurunun kanıtlanmış olması gerekir. TTK'nun 119/2 (6192 sayılı TTK'nun 105.md.) maddesine göre, sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklardan dolayı acente müvekkili adına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla müvekkiline izafeten açılabileceği hüküm altına alınmıştır. Acente aracılıkta bulunduğu işlemleri müvekkili namına yaptığından doğrudan sorumluluğu bulunmamakta ise de şahsi kusuru nedeniyle kendisinden tazminat edilebilecektir.Somut olayda ise, acentanın şahsi kusuru olmadığından acenta hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..... Sigorta Aracılık Hizmetmleri AŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı E.. A..'ye geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 317,65 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı A.. A..'den alınmasına 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.