Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10580 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13600 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVACILAR : ... (Kendi adına asaleten ...'a vesayeten)Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekilince tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin karşıdan karşıya geçerken davalının sürücüsü olduğu araç ile çarpması neticesinde öldüğünü açıklayıp ıslah ile artırılan toplam 34.354,57 TL maddi, 30.000,00'er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiz ile tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin alt düzeyde tali kusurlu olduğunu, kusur oranında sorumlu olduğunu savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacı ... Adıyaman için 2.392,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının, ... 31.962,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline, her bir davacı için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekilince temyiz edilmişti.1-Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Kusursuz sorumluluk hallerinde tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu'nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK'nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat takdir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Somut olayda davacıların desteği yaya iken davalı araç sürücüsünün çarpması sonucunda zarar meydana gelmiştir. Bu gibi kazalarda tarafların kusur durumları önemli rol oynamaktadır. Desteğin kusurunun yansıtılamayacağı durum, desteğin içinde bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı olup desteğin kusurunun 3. kişi olan davacılara yansıtılamayacağına dair Yargıtay'ın emsal kararının bu olayda uygulama olanağı bulunmamaktadır. Davalı ortaya çıkan zarardan kendi kusuru oranında sorumludur. Bu nedenle mahkemece ölenin ve davalının kusur durumunun tespiti ile belirlenecek gerçek zarardan davalının kusuru oranında sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davacılar vekilince hükmedilecek manevi tazminatlar yönünden kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olup mahkemece faiz konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.2-Bozma neden ve şekline davalı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ile davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 17/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.