Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10515 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11465 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :...5. Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacı vekili, davalı ...’in derdest olan boşanma nafaka, tazminat ve katkı payı alacağı davası sonucu hükmedilmesi muhtemel alacakların tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 13.1.2015 tarihinde babası davalı ...’e sattığını, devir işlemlerinin muvazaalı olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilleri, dava konusu taşınmazın 18.4.2005 tarihinde bedeli davalı ... tarafından ödenerek alındığını, davacı ve davalı...’ın taşınmazın alımında katkıları bulunmadığını, boşanma ve katkı payı alacağı davalarının devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre davacı ve davalı ... arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği, taraflar arasındaki evlilik içinde edinilmiş dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinilmiş malın tasfiyesinin engellemek için muvazaalı satış yapıldığı davası ileri sürüldüğünden görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesini müteakip, yasal süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli...Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir.Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.Somut olayda davada TBK’nun 19.maddesi gereğince davacının eşinin mal kaçırmak amacıyla davalı 3.kişi ile yapmış olduğu muvazaalı işlem nedeniyle satış işleminin iptali istendiğine göre davaya genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nce bakılarak sonuçlandırılması gerekirken yanlış değerlendirme yapılmak suretiyle eşler arasındaki mal paylaşımına ilişkin hükümlerin uygulanacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olması isabetli görülmemiştir. Mahkemece davanın esasına girilerek taraf delillerinin toplanması, davacı ile davalı İlsan Elgin arasında devam eden...12.Aile Mahkemesinin 2015/148 Esas sayılı boşanma davası ile...7 Aile Mahkemesi'nin 2015/258 Esas sayılı katkı payı alacağına ilişkin dava dosyalarının sonuçları beklenerek davacı lehine tazminat nafaka veya katkı payı alacağına hükmedilmesi halinde toplanacak delillerin TBK'nun 19 maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.