MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ....... plaka sayılı aracın seyir halindeyken davalı kuruma ait karayolunda yeterli aydınlatmanın olmaması nedeniyle yolda bulunan demir sandığa çarparak araçta hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasarın sigortalı şirkete ödendiğini, kazaya yeterli aydınlatmayı yapmayan davalı kurumun kusuruyla sebebiyet verdiğini, sigortalının haklarına halef olması sebebiyle ödedikleri tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; görevli yargı yerinin İdare Mahkemesi olduğunu, davaya konu kazanın meydana geldiği yolda herhangi bir sorun bulunmadığını, sürücülerin aracın kullanımını hava, yol ve trafik durumuna göre düzenlemeleri gerektiğini, davalı kurumun kusurlu olup olmadığınından bahisle davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalı tarafın kusursuz olduğu, bu nedenle davacının yaptığı ödemeyi davalıdan talep edemeyeceği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-)Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Davaya konu olayda, araç trafiğine mahsus yolda gerekli düzenlemelerin yapılmamış ve gerekli yol aydınlatmamasının olmaması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı aleyhine husumet yöneltilmiştir.Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınması zorunludur....'nün de içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişileri, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.2015 tarih ve 2015/17-731, 2015/2366 K. (ve 5 adet emsal dosya) sayılı kararı ile de; "davalının hizmet kusuruna dayalı zararın tazmini için açılan eldeki davanın bir tam yargı davası olması nedeniyle davada idari yargı mercileri görevli olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır." denilmek suretiyle hizmet kusuruna dayanılarak açılan davalarda idari yargının görevli olduğu belirtilmiştir.O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak ... aleyhine açılan bu davada adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle davanın HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.2-)Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 27/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.