Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10506 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17928 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...’nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 26.8.2011 tarihinde kızı davalı ...‘na onun da 7.10.2011 tarihinde dahili davalı ...’a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu ... vekili, dava konusu taşınmazı kızı ...’e, onun da ...'e sattığını belirterek davanın husumet yokluğundan reddini, ...in davaya dahil edilmesini talep etmiştir.Davalı ... savunma yapmamıştır.Dahili davalı ..., dava konusu taşınmazın satılık olduğunu arkadaşından öğrendiğini ve iyiniyetle aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; borçlu ile kızı ... arasındaki tasarruf İİK’nun 278 maddesinde sayılan tasarruflardan ise de davalı 4. kişi ...’in kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmaz 26.8.2011 tarihinde borçlu tarafından 19 yaşındaki kızı davalı ...???na onun tarafından da 7.10.2011 tarihinde dahili davalı ...’a satılmıştır. 26.8.2011 tarihli tasarrufun İİK’nun 278/3-1, 2 ve 280/1 maddeler gereğince iptale tabi olduğu tartışmasızdır. 7.10.2011 tarihli tasarruf yönünden ise ...’te oturan ve orada ticaretle uğraşan davalı ...’ın 80.000 TL civarında rayiç değer sahip ...’da bulunan taşınmazı 19 yaşındaki davalı ...’den alması anılan taşınmazın boş olarak tutulması hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından 7.10.2011 tarihli tasarrufun İİK’nun 280/1 madde gereğince iptale tabi olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.Kabule göre de davalı 4 kişinin kötüniyetli olduğu ispatlanmadığı takdirde davalı 3.kişi ... yönünden davanın İİK’nun 283/2 madde gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle davalı ...’in taşınmazı elden çıkardığı tarihteki değeri nispetinde davacının kat’i aciz belgesindeki alacak miktarı ile sınırlı olarak nakten tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.