Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10449 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9996 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R-Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının sürücüsü olduğu motorsiklete, kavşakta kırmızı ışık ihlali yaparak çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır şekilde yaralandığını ve işgücü kaybına uğradığını, davalı sigortalısının kazada kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, poliçe limitiyle sınırlı olarak davacının gerçek zararından sorumlu olduklarını, davacının zararı ispat etmek zorunda olduğunu, avans faizi istenemeyeceğini, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazada kusursuz olduğu, davacının yaralanması nedeniyle ... poliçesine dayalı olarak davalıdan tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile davacının idaresindeki aracın karıştığı kazada yaralanan ve malul kaldığını iddia eden davacının, maluliyetten kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı taraf, davalı sigortalısının ışık ihlali yaparak kazaya sebep olduğu iddiasında bulunmuş; mahkeme ise, ... Kurumu Başkanlığı'nın 02.10.2013 tarihli raporunda porunun, olayı aydınlatma ve kusurlu olan tarafı belirleme konusunda net bir tespit barındırmadığı, ışık ihlali yapan tarafın tespitini mahkemenin takdirine bırakarak ihtimalli kusur tespiti yaptığı görülmektedir. Bu durum karşısında, mahkeme tarafından güçlü delil olduğu kabul edilerek benimsenen, savcılık takipsizlik kararının dayanağı olan trafikçi bilirkişi raporu incelendiğinde; davacının seyir yönünde olan Dispanser Kavşağı içinde iki ayrı trafik ışığının bulunduğu ve davacının bu ışıklardan ilkinin fasılalı yeşil yandığı zamanda kavşak alanına girdiği gerekçesinden hareketle, davacının ışık ihlali yaptığı sonucuna ulaşıldığı görülmektedir. Bilirkişinin bu tespitine dayanak verinin dosya içinde bulunmadığı görülmektedir. Davacının kavşak orta alanına girişinden önce, iki trafik lambasının bulunması, davacının fasılalı yeşil ışık yandığı için geçtiği lambanın ilk lamba mı yoksa ikinci lamba mı olduğunun, mahkemenin benimsediği raporda tespit edilmemiş olması karşısında, kusur araştırmasının eksik yapıldığı açıktır. Bu durumda mahkemece, kaza mahallindeki trafik sinyalizasyon sisteminin çalışma şeklini gösteren belgelerin ilgili yerden getirtilmesinden sonra;... veya ...Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, tarafların çarpışma noktası ile araçlarının hasar gören kısımları, ceza soruşturma dosyası kapsamında yer alan ifadeler, kaza yeri terk bildirim tutanağı, kolluk tarafından düzenlenen görgü tespit tutanağı gibi belgelerde yer alan tüm hususları gözeten, trafikçi bilirkişi raporu ile ATK raporunu da irdeleyerek kaza mahallinde trafik ışık ihlali yapan tarafın kim olduğunu belirleyen, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık, çelişkileri gideren, kazadaki kusur oranlarını belirleyen bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; ceza soruşturmasında, davacı tarafın yokluğunda yapılan keşif sonucu alınan trafikçi bilirkişi raporunun esas alınarak yazılı olduğu biçimde, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.