Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1043 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 24899 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...'nün, aleyhine açılan alacak davası sonucu hükmedilen ve icra takibine konu edilen alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla kendisine ait yapı kooperatifi payını (kooperatif hissesini) diğer davalı eşi...'ye devrettiğini öne sürerek bu devrin iptalini, ferdileşme yapılmış ise bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalı ..., kooperatif üyeliğini, borcunu ödeyemediği için satılığa çıkardığını, diğer davalı eşi tarafından kredi çekilmek suretiyle bu borcun ödenerek, daire tapusunun üzerine alındığını, satışın muvazaalı olmadığını, hakkında yapılan icra takibinde mal bildiriminde bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı..., davalı borçlu eşinin, kooperatif borcunu ödeyememesi nedeniyle bankadan kredi çekerek hisseyi aldığını, daire tapusunun bankaya ipotekli olduğunu, daireyi davalı eşinden muvazaalı olarak almadığını, borçlanarak, kredi kullanarak aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalıların karı-koca oldukları ve birlikte yaşadıkları, kooperatife olan borcu kapatmak için davalı borçlunun diğer davalı eşine ilamlı icra emrinin tebliğinden sonra borcu ve taşınmazı devrettiği, devrin muvazaalı olduğu, ancak, tasarrufun iptali davasının kabulü için borçlunun malının bulunmaması gerektiği, devir tarihinden önce, borcun doğumundan sonra davalı borçluya babasından mal kaldığının anlaşıldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.../... 2014/24899 -2-2017/1043Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Somut olayda, davacı ...'ın davalı ... aleyhine Ünye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/427 E -2010/508 K sayılı dosyasında açtığı davada alacağa hükmedilip kararın Yargıtay tarafından 13.09.2011 tarihinde onanarak kesinleştiği, davalı borçlu Ahmet'in dava konusu kooperatif hissesini 31.01.2013 tarihinde diğer davalı eşi Yadigar'a devrettiği, tapuda ferdileşmenin 06.11.2013 tarihinde yapılarak taşınmazın davalı Yadigar adına tescilinin yapıldığı, dolayısıyla davacının alacağının mevcut olduğu, dava konusu tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleştiği, davacı dilekçesinin ../... 2014/24899 -3-2017/1043 ekinde aciz belgesinin yer aldığı ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, İİK 278/3-1 bendinde karı koca arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu hükmü gözetilmeli, Ünye İcra Müdürlüğünün 2011/2392 Esas sayılı dosyası getirtilmeli, tasarrufun iptali davalarında karar ilam harcı takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerektiğinden kooperatif hissesinin devir tarihindeki gerçek değeri belirlenmeli, yine bu tür davalarda, davanın kabulü halinde alacak aciz belgesine bağlanmış ise bu miktar oranında, aksi durumda takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptali ile İİK'nun 283/1 maddesi gereğince bu miktar üzerinden haciz ve satış isteme yetkisi verileceği de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.