Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10391 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7488 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/02/2013NUMARASI : 2011/268-2013/62Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 01.07.2014 Salı günü davacı vekili Avukat Ç. Ö.. ile davalı O.. M.. vekili Avukat M. F.. geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, davalı S.. Ö..'in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkıda yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçrmak amacı ile kendisine ait taşınmazları diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalı S.. Ö.. cevap vermemiş, diğer davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece kötü niyetin kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarruflarının iptaline hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Somut olayda dava konusu 2 nolu bağımsız bölümün tapuda 20.000.00 TL bedelle satıldığı, gerçek değerinin 220.000.00 TL olduğu, 3 nolu bağımsız bölümün ise tapuda 25.000.00 TL. bedelle satıldığı, gerçek değerinin ise 280.000.00 TL olduğunun tesbit edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece her ne kadar davalı Orhan tarafından banka vasıtası ile taşınmazların gerçek bedellerinin ödenmiş olduğu kabul edilmiş ise de yapılan ödemelerin tasarruf tarihinden yaklaşık 2 ay sonrasına ait olup ve ödemeye ilişkin dekontlarda ödemenin hangi amaçla yapıldığı belirtilmemiştir. Ayrıca davalı Orhan cevap dilekçesinde borçlu davalıdan alacaklı olduğunu, taşınmazlarında bu alacağa karşılık alındığını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece davalı Orhan tarafından tasarruf tarihinden yaklaşık 2 ay sonra yapılan ödemelerin dava konusu taşınmazların satış bedeli olup olamayacağının irdelenmesi, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olup olmadığının tartışılması, davalı Orhan'ın cevap dilekçesi içeriğine göre davalılar arasında tasarruf tarihinden önce ticari ilişki olup olmadığının araştırılarak davalı Orhan'ın borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının incelenmesi ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 1.7.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.