MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı...... Vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kasko sigortası ile sigortalanan ..... plaka sayılı araç ile .....'nin maliki ...'ın sürücüsü ve ......(......)'nin de trafik sigortacısı bulunduğu .... plaka sayılı aracın çarpması sonucu hasarlandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sigortalısına ödenen 12.750,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar ...... Ve ... vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, bu miktarda hasarın meydana gelmesinin mümkün olmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ...... vekili, davadan önce başvuru yapılmadığından temerrütünden bahsedilebilmesinin mümkün olamayacağını, bu nedenle davacının faiz müvekkil şirketin taleplerini kabul etmediklerini bildirmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü davacının ......(......)'ye karşı açmış olduğu davasının bu davalı tarafından ödeme yapıldığından dolayı bu davalı ile ilgili konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının ... ile ...... 'ne karşı açmış olduğu davasının kabulü ile 10.000,00 TL'nin 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davlılardan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ...... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.1-)Bilindiği üzere vekilin, vekillikten istifa etmesi (çekilmesi) ile davadaki vekalet görevi son bulur. Ancak avukatlık yasasının 41.maddesine göre, belli bir işi takipten yada savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumun müvekkiline tebliğinden itibaren on beş gün süre ile devam eder. Mahkemenin her halde istifa eden vekilin müvekkiline tebligat yaparak onu duruşmaya çağırması gerekir ve tebligatta asile vekilin istifa ettiği bu nedenle duruşmaya çağrıldığının açıkça bildirilmesi icabeder. Bu tebligat üzerine asıl yada yetkili kıldığı başka bir vekil duruşmaya gelirse yargılamaya devam olunur, gelmezse yargılama asilin yokluğunda sürdürülür.Somut olayda, davalılar vekili 04.02.2015 günlü dilekçesi ile vekillikten çekildiğini biidirmiştir. Bunun üzerine mahkemece davalılara bilirkişi raporu ve vekillikten çekilme dilekçesi ekli, duruşma gün ve saatini bildirir tebligat çıkarılmıştır. Fakat her iki davalıya da çıkarılan tebligatlar bila tebliğ iade edilmiş olmasına rağmen duruşma zaptına tebligatların usulüne uygun olarak yapılmış olduğu değerlendirilerek yargılamaya devam olunduğu anlaşılmaktadır.O halde davalılar vekili 04.02.2015 günlü dilekçesi ile vekillikten istifa ettiğini mahkemeye bildirdiği ve daha sonraki duruşmalara katılmadığı halde mahkemece istifa dilekçesinin davalı asillere usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlanması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Bu durumda mahkemece mevcut vekile bilirkişi raporu usulune uygun tebliğ edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı .....'ye geri verilmesine 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.