MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R-Davacı vekili, davacı şirket tarafından sigortalanan, davalının maliki olduğu ..... plakalı aracın ehliyetsiz olan .... yönetiminde iken tek taraflı ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazadan dolayı oluşan zarar bedelini üçüncü kişiye ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle oluşan tazminat bedelinin davalıdan rucuen tahsili gerektiğini, borçlu hakkında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/4161 Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını ancak davalının borca itiraz ederek icra takibini durdurduğunu belirterek, itirazın iptali ile davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Davalı; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava zorunlu mali sorumluluk trafik sigortacısı tarafından dava dışı zarar görenlere ödenen tazminatın rücuan tahsili istemine ilişkindir. Trafik Sigortası Genel Şartları B.4-c maddesi uyarınca ödemede bulunan sigortacı, aracın gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana gelen zararları sigortalıdan rücuan tahsilini isteyebilir.Uyuşmazlık, davalının işleten sıfatının devam edip etmediği hususunda toplanmaktadır.2918 sayılı KTK'nın hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3.kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur.Aynı Yasa'nın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere İşlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.2918 Sayılı Kanunun 3. maddesine göre araç sahibi; “ araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir” Araç mülkiyeti, resmi sözleşmenin yapılış tarihinde geçmektedir. Trafik siciline tescil edilmiş olan motorlu araçların mülkiyeti, trafik siciline tescil ile değil, noter tarafından düzenleme yoluyla yapılan satış veya devir işlemi ile devralana geçer (2918/m.20-d) Noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir. (...Hukuki Sorumluluk Tazminat Sigorta ve Rücu Davaları syf: 35)Somut olayda, aracın satışı resmi şekilde yapılmadığından, davacının davalıya rücu hakkı olduğunun kabulü ile yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.