MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/02/2012NUMARASI : 2010/845-2012/433Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, İstanbul 6.İcra Müdürlüğünün 2009/11260-11261-7722-7721-7719-7720-7718-11258 sayılı takip dosyalarından haczedilen mallar üzerinde 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek, İİK'nun 99 maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi istemi ile ayrı ayrı 8 adet dava açmış, davalar arasında irtibat bulunduğundan bahisle mahkemec birleştirilmiştir. Davalı 3.kişi vekili, malların kendisine ait olduğunu haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, dava konusu takip dosyalarından usul uygun olarak yapılmış istihkak iddiası bulnmadığından bahisle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş hüküm davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava alacaklının İİK’nun 99.maddesine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasının reddi istemine ile icra müdürünün işlemine yönelik şikayet niteliğindedir. Alacaklı tarafından açılan bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. Somut olayda, dava konusu hacizler 24.06.2009 tarihinde 3.kişi ve borçlunun hazır olmadığı sırada yed-i emin deposunda yapılmıştır. Davalı 3.kişi 05.11.2009 tarihinde dilekçesi ile istihkak iddiasında bulunmuştur. 3.kişinin hacizden önceden haberdar olduğu iddia ve ispat edilmediğinden istihkak iddiasının süresinde yapıldığının kabulü gerekir. İcra müdürlüğünce istihkak iddiası üzerine İİK'nun 96 ve devamı maddelerine göre prosedürün işletilmesi gerekirken bu prosedür işletilmemiştir. Davacı alacaklı 18.05.2010 tarihinde icra mürülüğünden bu prosedürün işletilmesini talep etmiş. Aynı gün icra müdürü İİK'nun 99.maddesine göre alacaklı tarafa dava açmak üzere 7 günlük süre vermiş ve kararın alacaklının müracatında tefhim veya tebliğine denilmiş ancak tefhim edildiği belirtilmediğ gibi karar tebliğ de edilmemiştir. İİK'nun 99.maddesine göre dava açma süresinin başlaması için icra müdürünün, 7 gün içerisinde dava açmak üzere süre verdiği ihtarının alacaklıya usulüne uygun olarak tefhim veya tebliğ edilmesi gerekir böyle bir tebliğ olmadığı takdirde hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsedilemez. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, davanın süresinde açıldığının kabulü ile deliller toplarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davann ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı 3.kişiye geri verilmesine 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.