Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10331 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20228 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Vakfıkebir Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2012/178-2013/296Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, asıl ve birleştirilen davada davalıların işleten-sürücüsü ve zorunlu-ihtiyarı mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın sebep olduğu kazada desteğin öldüğünü açıklayıp ıslah ile artırılan toplam 132.541,29 TL maddi, müvekkili H.. Ç.. ve O.. Ç.. için 100.000,00'er TL, B. Ç. ve O.. Ç.. için 50.000,00'er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı .....Sigorta A.Ş. vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile asıl ve birleştirilen davada davacı H.. Ç.. için 131.389,27 TL, davacı O.. Ç.. için 3.152,02 TL olmak üzere toplam 134.541,29 TL maddi tazminat ile davacı H.. Ç.. için 15.000,00 TL, davacı O.. Ç.. için 13.000,00 TL, davacı O.. Ç.. için 10.000,00 TL, davacı B.. H.. için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 48.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece, kararı temyiz eden davacı vekiline temyiz harcının eksik yatırıldığına dair tamamlattırma muhtırasının 21.10.2013 tarihinde tebliğ olunduğu, verilen 7 günlük kesin süre içerisinde harca ilişkin eksikliklerin giderilmediği gerekçesiyle 11.11.2013 tarihli ek kararı ile davacılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de, nispi karar ve ilam harcına bağlı davaların reddine ilişkin kararların temyizi halinde temyiz harcının tümünün maktu ve peşin olarak yatırılması gerekmekte olup davacılar vekilince sadece davanın reddedilen kısmı temyiz edilmiş olduğundan ve sorumluluğuna düşen maktu temyiz harcını peşin olarak 14.08.2013 tarihinde yatırmış olduğu anlaşılmakla, ek kararın kaldırılarak temyiz incelemesine geçilmesine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370 )Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatların pek az olduğu görülmüş ve daha yüksek düzeyde hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 3- Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup, kabul edilen tazminat yönünden her bir davacı yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hükmedilen toplam tazminat üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ek kararı temyiz talebinin kabulü ile 11.11.2013 tarihli ek kararın kaldırılmasına, 2 ve nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 8.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.