MAHKEMESİ : Karasu 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/07/2014NUMARASI : 2012/246-2014/665Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; müvekkiline ait dava konusu gayrimenkulün davalı sigorta tarafından sigorta edildiğini, müvekkilinin gayrimenkulünün tamirinin imkansız hale gelerek kullanılamaz duruma gelmesi nedeni ile poliçe bedeli olan 275.000,00.-TL.'nın ihbar tarihi olan 27.01.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 275.000,00-TL'nin 09/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı tarafından istinat duvarının belediye tarafından yıkılmasında davacının istinat duvarı zararının talep etmemesi ve sonrasında oluşan zararın ...Sigortası Genel Şartları A.4.3 maddesini kapsamamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava; konut sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK’nin 266. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; davacıya ait deniz kıyısında bulunan gayrimenkulün deniz sularının hasar vermesi nedeniyle kullanılamaz duruma geldiğini belirterek sigorta bedeli talep edilmiştir. Davalı vekili; Tüm Ev Sigorta Poliçesinin Sel ve Su Baskını Klozu olarak "Denizlerin, çay, dere ve kanalların fırtına dahil olmak üzere her ne sebeple olursa olsun kabararak riziko konusu kıymetlerde doğrudan meydana getireceği her türlü zararın teminat kapsamı dışında kalacağı" ve Poliçede teminat dışı haller başlıklı 5.maddesinde "denizlerin gelgit olayları ve deniz depremi sonucu kabarması nedeniyle meydana gelen her türlü hasar" olarak düzenlenmiştir.Mahkemece; 30.01.2013 tarihinde, inşaat mühendisi, fen bilirkişisi ve hukukçu bilirkişi refakatinde yapılan keşif sonucu düzenlenen kök ve ek raporunda, hasarın deniz kabarmasından değil, deniz dalgalarından meydana geldiğini, deniz kabarmasının deniz dalgaları ile aynı olmadığı, deniz kabarmasının teminat dışı olması karşısında deniz dalgalarının verdiği zararların teminat kapsamında kaldığını belirtmiştir. Yukarıda anılan HMK'nin 266.maddesine göre seçilen bilirkişi heyetinin deniz bilimleri konusunda uzman olmadığı açıktır. Buna göre; mahkemece, İTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi veya ODTÜ Deniz Bİlimleri Enstitüsü veya oşinografi alanında uzman bilirkişiden deniz kabarması ile deniz dalgası kavramlarının açıklatılarak, teminat kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.3-Davalı sigorta şirketi, riziko tarihinde meydana gelen gerçek zarar miktarından sorumludur. Her ne kadar davacı poliçe bedeli olan 275.000-TL'yi talep etmiş ise de, dosya içerisinde bulunan ve heyette uzman inşaat bilirkişi olmasına rağmen gerçek zarar miktarının tespiti yapılmamıştır.Buna göre; somut olayda, dava konusu konutun, hasarsız değeri olan gerçek zararın tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.