MAHKEMESİ :Diyarbakır 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ :02/04/2013NUMARASI :2011/485-2013/132Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalının trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında karşı araç içerisinde (yolcu olarak) bulunan davacı Arif'in eşi, diğer davacıların annesi B. E. ile davacı Arif'in kızı, diğer davacıların kardeşi H. E.'in vefat ettiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı Arif için eşinin ölümü sebebiyle 24.031,41 TL., kızı Hasret'in ölümü sebebiyle 12.624,38 TL., davacı Mevlüt için annesinin ölümü sebebiyle 8.096,04 TL., davacı Samet için de annesinin ölümü sebebiyle 12.636,17 TL. destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacıların ıslah edilen davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.a-)Sağ kalan eş davacı A.. E..'in olay tarihi itibariyle 32 yaşında olması, yaşadığı çevre, sosyal ekonomik durumu itibariyle AYİM tablosuna göre yeniden evlenme ihtimali % 30 olup, davacının 18 yaşın altında iki erkek çocuğunun bulunması dikkate alındığında ve her bir çocuk için % 5'erden toplam % 10 indirim yapıldığında davacının yeniden evlenme ihtimali % 20 olmasına karşın hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda bu oranın % 15 olarak belirlenmesi doğru olmadığı gibi, anılan raporda bu yöne ilişkin hesaplama yönteminin açık ve denetime elverişli olmadığı da anlaşılmaktadır.b-)Öte yandan; dava konusu olay nedeniyle davalı sigorta şirketinin davadan önce 24.2.2011 tarihinde davacı tarafa maddi tazminat ödediği anlaşılmakta olup, bu ödemenin faiz yönünden de güncellemesi yapılıp belirlenen gerçek zarar miktarından düşülmesi gerekirken, sadece ödenen anaparanın mahsubu ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.O halde; mahkemece yukarıda (a) ve (b) nolu bentlerde açıklanan hususlarda aktüerya uzmanı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ; Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.