Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10243 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10459 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Malatya 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/03/2013NUMARASI : 2012/99-2013/177Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalılar murisine ait olup müvekkiline trafik (ZMSS) sigortalı aracın dava dışı ehliyetsiz sürücü idaresinde iken sebebiyet verilen trafik kazası sonucu vefat eden kişinin hak sahiplerine davacı tarafından poliçe gereğince tazminat ödendiğini ve davalıya rücu hakkı doğduğunu ileri sürerek, 9.072,89 TL. nın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, aracın kazadan önce müvekkillerinin murisi tarafından 3.kişiye satıldığını ve işleten sıfatı kalmadığından davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın 5.806,64 TL. yönünden kısmen kabulüne, hükmedilen miktara ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 2918 sayılı KTK.nun 95 ve ZMSS Genel Şartlarının 4. maddesi uyarınca, sigortacı, zarar gören 3.kişinin zararını karşıladıktan sonra, rücu sebeplerinin varlığı halinde sadece sigorta sözleşmesinin akidi aleyhinde dava açarak 3.kişiye ödenen zararın rücuen tahsilini talep edebilecek olup, sözleşmenin akidi (tarafı) olmayan kişilere karşı rücu hakkı olmamasına, somut olayda; davalılar murisi H. A. sigorta sözleşmesinin tarafı olduğu gibi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 20/d maddesi gereğince, noterlerce yapılmayan her çeşit araç satış ve devirlerinin geçersiz bulunmasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itiraz]arinin reddi gerekmiştir.2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.a-) Mahkemece kusur yönünden yargılama sırasında alınan ve olayda davalı tarafa ait aracın dava dışı sürücüsünün % 40 oranında, müteveffanın ise % 60 oranında kusurlu olduğunu bildiren 25.12.2013 tarihli bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, olaya ilişkin olarak dava dışı sürücü (sanık) M. Ç. hakkında Adıyaman 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/619 Esas sayılı dosyası ile Taksirle ölüme Sebebiyet Verme suçundan açılan kamu davasının yargılaması sırasında uzman bilirkişi heyetinden alman 06.3.2007 tarihli kusur raporunda sanık sürücünün olayda asli kusurlu olduğu, müteveffanın ise tali kusurlu olduğu belirtilmiş ve bu rapor benimsenerek 05.4.2007 tarih 2007/312 Karar sayılı kararla sanığın mahkumiyetine karar verilmiş olup, hükmün sanık müdafiinin temyiz üzerine Yargıtay 9.Ceza Dairesinin 25.5.2010 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.Borçlar Kanunu'nun 53.maddesi (6098 S.TBK'nun 74.maddesi) uyarınca, hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı değil ise de; yargılama sırasında trafik polisi bilirkişiden alman ve mahkemece benimsenen 25.2.2013 tarihli bilirkişi raporu ile yukarıda anılan ceza yargılaması sırasında alman kusur uzmanı bilirkişi raporunda belirlenen kusur durumu yönünden çelişki meydana geldiği açıktır.O halde, mahkemece, öncelikle ceza yargılaması ile eldeki davada kusur yönünden meydana gelen çelişkilerin giderilmesi yönünden dosyanın ÎTÜ veya Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile olaya ilişkin olarak düzenlenen tutanak, ceza dosyasından alman bilirkişi raporları ile yargılama sırasında alman bilirkişi raporu birlikte irdelenerek, tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.b-) Öte yandan, davacı ile davalılar murisi sigorta ettiren arasında trafik (ZMSS) sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davada talep gibi avans faizine karar verilmesi gerekirken, yasal faize karar verilmiş olması da isabetli değildir.SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarımın REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 396,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.