Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10240 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19673 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R-Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle;davanın TBK’nun 19 maddesi uyarınca açılan muvazaa nedeniyle icra takibi ile dayanağı bononun iptali isteğine ilişkin olup Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunmadığı, 4787 Sayılı Yasanın 4.maddesine göre 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 3.kısım hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun uyarınca Aile Mahkemelerinin, aile hukukundan doğan dava ve işlere bakmakla görevli olduğu, dava konusu olayda ise anılan yasal düzenlemeler kapsamındaki bir uyuşmazlık olmayıp davalı eş ile diğer davalının haksiz eylem niteliğindeki davranışlarından kaynaklandığını, bu nedenle TBK’nun 19 maddesine dayalı muvazaa hukuksal nedeniyle açılan davalara değeri dikkate alınarak genel Mahkemelerce bakılması gerektiği, görev, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gereken hususlardan olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmek suretiyle dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir. Görevli Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre davalı borçlunun dava konusu takip dosyasındaki ödeme emrini İcra Müdürlüğü'ne giderek elden aldığı, sürelerden vazgeçerek hacze muvafakat ettiği, davalı alacaklının iki taşınmazdaki haczinden birini konulduğu tarihten 3 gün sonra kaldırılarak bu taşınmazın borçlu tarafından satılmasına neden olduğu, ... 1.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/375 Esas 2011/14 karar sayılı ilamı ile de dava konusu takip işlemlerinin muvazaa olduğunun belirlendiği, davalı ...’in ekonomik durumunun dava konusu taşınmazı alabilecek durumda olmadığını gösterdiği, davalıların belirtilen olaylarla ilgili yeterli, açıklayıcı olayları lehlerine aydınlatıcı cevap, beyan ve deliller de sunamadığı, dava konusu takip işleminin muvazaalı düzenlenen senet yolu ile yine muvazaalı başlatıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu takip dosyasındaki senedin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir.Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacı vekili, davalı eş ...’ın aleyhine açılan boşanma ve katkı payı alacağı davası sonucu hükmedilmesi muhtemel nafaka, tazminat ve katkı payı alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla 20.1.2009 tanzim 11.3.2009 vadeli 120.000 TL meblağlı muvazaalı senet verdiğini muvazaalı senedin davalı alacaklı ... tarafından 22.1.2010 tarihinde 2010/1268 sayılı dosya ile takibe konulduğunu belirterek muvazaalı senet ve bu senede dayalı olarak yapılan takibin iptalini istemiştir. Mahkemece davacı tarafından davalı eş aleyhine açılan ... 3.Aile Mahkemesi'nin 2010/102 Esas sayılı boşanma davası ile ... 1.Aile Mahkemesi'nin 2010/162 esas sayılı katkı payı alacağı dava dosyalarının sonuçları beklenerek davacının alacağın kesinleşmesi halinde, davalı ... tarafından temyiz dilekçesi ekinde yer alan hesap haraketleri de incelenerek mevcut delillerin TBK'nun 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine, 08/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.