MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacı vekili esas dava ile davalı borçlu ...’ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla 16.2.2012 tarihinde vefat eden annesi ...’ın mirasını ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 19.4.2012 tarih 2012/134 Esas 2012/329 Karar sayılı ilamı ile reddettiğini, bu durumu 8.1.2013 tarihinde öğrendiklerini belirterek davalı borçlunun mirası red tasarrufunun iptaline karar verilmesini talep etmiş, birleştirilen dava ile de davalı borçlu ...’ın 16.3.2012 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları ..., ... ve ...’ın ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 7.5.2013 tarih 2013/334 Esas 2013/390 Karar sayılı ilamı ile muris ...’ın mirasını reddettiklerini belirterek mirası red kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... davanın süre yönünden reddini savunmuştur.Davalılar ... kendi adına asaleten ...’a velayeten iki davanın hukuki sebepleri farklı olduğundan birleştirme kararının kaldırılarak dosyaların tefrikini, esas davanın süre yönünden, birleştirilen davanın muris ...’ın terekesinin borca batık olması nedeniyle mirası reddettiklerinden esastan reddini savunmuştur. Davalılar vekili davanın süre yönünden reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, birleştirilen davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, esas davanın MK’nun 617 maddesi gereğince hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Esas dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz. Ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir. Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufu diğer iptal koşullarının oluşması halinde İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardandır. Dolayısıyla davacının talebi mirasın reddine ilişkin tasarrufun iptaline yönelik olduğundan öncelikle Mahkemece davalı borçlu ...’ın annesine ait mirası reddetmekle lehine tasarrufta bulunduğu kardeşleri ... adına dava dilekçesi ve duruşma gününü belirten davetiye tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, davacı ve adı geçen dahili davalıların bildireceği delillerinin toplanması, dava önkoşulları yönünden dosyanın incelenmesi varlığı halinde dava konusu mirasın reddine ilişkin tasarrufun İİK’nun 277,278,279 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın TMK'nun 617 maddesininde düzenlenen mirasın reddinin iptali davası olarak nitelendirilmesi ve süre yönünden reddi isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.