Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10231 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4596 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/07/2011NUMARASI : 2006/60-2011/331Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Rıdvan vekili, davalı Turan vekili, davalı Erdoğan vekili ve davalı Hayriye vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı Hasan vekili, davalı borçlular H.. D.., E.. Ş.. ve M.. K.. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak mal bulunamadığını ileri sürerek borçluların, dava konusu taşınmazdaki hisselerini davalılara satışlarına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalılar Hayriye, Hacer ve Turan vekili, davalı Tamer vekili, davalı Pınar vekili, davalı M. H. vekili, davalı İ.. N.. vekili davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, taşınmazların satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu ve satışların muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Rıdvan vekili, davalı Turan vekili, davalı Erdoğan vekili ve davalı Hayriye vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Davalı Rıdvan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, davalı Rıdvan tarafından asıl davanın 3. kişilerinden olan Osman’dan taşınmaz satın alınmış ve 5. kişi durumundaki Mehmet Hamdi’ye satılmıştır. Davacı tarafından açılmış olan birleşen dava ile işbu davada yer alan davalı Rıdvan açısından da atiye terk edilen birleşen dava nazara alınarak davalı Osman açısından bedele dönüşen dava için inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. 2-Davalı borçlu Hacer tarafından dava dışı Can ve Gürcan’a satılıp onlar tarafından da elden çıkarılmış olan taşınmazlar açısından taraf teşkilinin tamamlanması, sonraki malikler için davacının talebinin açıklattırılması ve birleşen davadaki atiye terk hususu da dikkate alınarak bir karar verilmesi yerine infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisi de doğru değildir. 3-Davalılar Hayriye, Erdoğan ve Turan vekillerinin temyiz itirazlarına gelince, Bedel farkından iptale karar verilebilmesi için yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunması, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamaları ve ivazsız tasarrufları batıl kılsa da geriye doğru olan bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez. Hal böyle olunca bu davalılar açısından bedel farkından dolayı iptalin mümkün olmadığı ve borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlendiği ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış olmadığı, Kanun’un, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bıraktığı (İİK. m. 281 ) bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkemenin bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre de iptal kararı verebileceği ( Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı ) gözetilerek diğer iptal nedenleri araştırmadan yazılı nedenle davanın kabulü isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Rıdvan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Turan vekili, davalı Erdoğan vekili ve davalı Hayriye vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ve (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Rıdvan, Turan, Erdoğan ve Hayriye'ye geri verilmesine 30.06.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.