MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi-K A R A R-Asıl davada, davacı vekili; davalılar murisinin sürücüsü olduğu aracın, tam kusurlu olarak davacının aracına çarpmasıyla oluşan kazada, davacının sağ bacağında parçalı kırık oluştuğunu ve 6 ay yatağa bağımlı hale geldiğini, davacının geçici işgöremezliğe uğradığı bu 6 aylık sürede çalışmayacağından kazanç kaybına uğradığını, davacı aracının kazada ağır hasar görmesiyle 10.500,00 TL. maddi zarara uğradığını, davacının 6 ay yatağa bağımlı ve bakıma muhtaç hale gelmesi nedeniyle manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 11.000,00 TL. araç hasarı ile çekme bedeli ve çalışamayacağı süredeki kazanç kaybı nedeniyle 1.800,00 TL. olmak üzere toplam 12.800,00 TL. maddi tazminatın ve 5.000,00 TL. Manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; 29.01.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacının kalıcı maluliyete uğradığı tespit edildiğinden işgöremezlik tazminatı taleplerini 8.800,00 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.Birleştirilen 2009/25 sayılı davada, davacı vekili; asıl davaya konu kazada davacının ayağında oluşan kırıklarla ilgili 2 yıllık tedavi sonunda kalıcı olarak % 29,2 malul olduğunun saptandığını, asıl davayı sadece yaralanma nedenine dayanarak açtıklarını, tedavi süreci sonunda engelli kaldığı anlaşılan davacının bu sebepten manevi zararının doğduğunu belirterek 20.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Birleştirilen 2004/195 sayılı davada, davacılar vekili; asıl davaya konu kazada, destekleri olan ....'u kaybeden davacılar için, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000,00 TL. araç hasar bedelinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; asıl davada davacının maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; birleşen 2009/25 sayılı dosyada davanın kısmen kabulü ile 1.000,00 TL. manevi tazminatın 17.03.2004 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; birleşen 2004/195 sayılı dosyada davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl davanın davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Asıl davada davacı taraf, kazada ağır hasar görüp hurda haline gelen aracı nedeniyle uğradığı zarar ile aracın çekme bedelinden oluşan maddi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadığı gibi olumlu ya da olumsuz hüküm de tesis edilmemiştir. 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesi ile hükmün kapsamı belirlenmiş olup, bu düzenleme gereği tarafların tüm talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmiş olması yasal zorunluluktur.Davacının aracında oluşan hasar bedeline ilişkin olarak açtığı hasar tespit dosyasında, hurda haline gelen araçtan dolayı davacı zararının 13.500,00 TL. olarak saptandığı; davalı tarafa ait aracın trafik sigortacısı olan ... Sigorta A.Ş tarafından davacıya poliçe limiti gereği 2.750,00 TL. ödeme yapıldığı, davacının aracının uğradığı hasardan dolayı karşılanmayan bakiye zararının bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda mahkemece, davacının araç hasarı nedeniyle talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi hususunda, konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre, araç hasarı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.2-Asıl davada davacı taraf, davacının bacağında oluşan kırık nedeniyle 6 ay boyunca çalışamayıp kazanç kaybına uğradığından bahisle, geçici işgöremezlik tazminatı talebinde bulunmuş; mahkeme ise, davalı tarafa ait aracın trafik sigortacısı tarafından davacıya yapılan ödemenin, davacının bu zararını fazlasıyla karşıladığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Ne var ki mahkemece hüküm tesis edilirken, davalının trafik sigortacısı tarafından yapılan işgöremezlik tazminatı ödemesine ilişkin hasar dosyası getirtilerek, yapılan ödemenin geçici işgöremezlik zararına mı yoksa kalıcı işgöremezlik zararına mı ilişkin olduğu incelenmemiş; davacının geçici işgöremezlik süresinin tespiti konusunda rapor alınmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez.Bu durumda mahkemece, davacının dava dilekçesindeki anlatımının geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin olduğu da gözetilerek; öncelikle, davalının trafik sigortacısı olan ...Sigorta'dan işgöremezlik tazminatı ödenmesine ilişkin hasar dosyasının tamamı getirtilmesi; davacının kazadaki yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ne olacağı konusunda adli tıp uzmanı bilirkişiden rapor alınması; bu sürenin belirlenmesinden sonra, davalı trafik sigortacısının yaptığı ödemenin sebebi ve miktarı da dikkate alınmak suretiyle, davacının talep edebileceği geçici işgöremezlik tazminatı miktarının ne olacağı hususlarında, konusunda uzman aktüerya uzmanı bilirkişiden rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir. 3-Asıl davada davacı, kazada uğradığı cismani zarar nedeniyle duyula üzüntü nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuş ve mahkeme tarafından hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının % 29,2 oranında daimi maluliyete uğramış olması itibariyle zararın ağırlığı ve davacının kazada hiçbir kusurunun bulunmaması gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.Kabule göre ise (birleşen 2009/25 sayılı dosya yönünden); asıl dava ile birleştirilen dosyada, davacının asıl davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunduğu, aynı zarara ilişkin olarak daha önce asıl davada manevi tazminat talebinde bulunduğu, manevi tazminatın bir bütün olduğu ve bölünmezliği ilkeleri gereği ikinci (birleşen) kez dava konusu edilen manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru değil ise de; davalı tarafın kararı temyiz etmemiş oluşu ve temyiz edenin sıfatına göre, bu yön bozma sebebi yapılmamıştır.SONUÇ : Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, asıl davanın davacısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davanın davacısı ...'e geri verilmesine 07/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.