Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10032 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11844 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ :16.02.2012NUMARASI :2009/352-2012/56 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalıların sürücüsü-işleteni ve trafik sigorta şirketi oldukları aracın, 22.06.2009 tarihinde neden olduğu trafik kazası sonucunda müvekkillerinin yaralandığını belirterek, davacı İ.. S.. için 300,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi, diğer davacı M. S. için de 2.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Davacılar vekili tarafından 29.12.2011 tarihli ıslah dilekçesi verilmiş ve maddi tazminat istemi, yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda artırılmıştır. Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davanın kısmen kabulü ile davacı M. S. için 10.871,35 TL maddi ve 4.000,00 TL manevi tazminata, diğer davacı İ.. S.. için 3.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin maddi tazminata yönelik olan, yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. a)Mahkemece, yapılan keşif sonucu trafik polis memuru tarafından düzenlenen ilk bilirkişi raporunda, davalı sürücü C.. K..'in kavşaklarda geçiş önceliği kuralını ihlal etmesi nedeniyle 6/8 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü İ.. S..'nın ise kavşaklara yaklaşırken aracının hızını azaltmaması nedeniyle 2/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine alınan ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda ise; davalı sürücünün % 100 oranında tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Her iki bilirkişi raporu arasında kusur dağılımı yönünden çelişki bulunmaktadır. Öte yandan, dava konusu trafik kazası nedeniyle sürücüler hakkında açılan ceza davasının da henüz derdest olduğu ve sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, ceza davasının sonucu ve kesinleşmesi beklenilmeden Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire raporuna itibar edilmiş ve davalı sürücünün tam kusurlu olduğu benimsenerek karar verilmiştir. O halde, mahkemece dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi ya da Karayolları Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdii edilerek, kaza tespit tutanağı,yol durumu, tanık ifadeleri, resimler, çarpışma noktası, mevcut bilirkişi raporları, ceza davası ve tüm dosya kapsamı birlikte irdelenmek suretiyle, raporlar arasında kusur oranları yönünden meydana gelmiş olan çelişkilerin giderilerek, davacı ve davalı sürücünün kusur oranının duraksamaya yer vermeyecek şekilde yeniden tespiti için rapor alınması, gerekirse ceza davasının sonuçlanması ve kesinleşmesinin beklenmesi ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. b)Bu bozma nedenine göre, davalı C.. K.. vekili ile davalı H.. A.. vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, c)Dava dilekçesinde, davacı İ.. S.. için yüzündeki sabit eser nedeniyle ekonomik geleceğinin sarsıldığı iddiası ile 300,00 TL maddi tazminat istenmiştir. Bu istek, ıslah yoluyla da artırılmamıştır. Buna rağmen; mahkemece, davacı İ.. S.. yönünden talep aşılarak 3.000,00 TL maddi tazminata karar verilmiştir. Bu durumda; mahkemece, davacı İ.. S.. yönünden HUMK'nun 74.maddesine (HMK'nun 26. maddesine) aykırı biçimde talep aşılarak 3.000,00 TL maddi tazminata karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup karar, bu nedenle de bozmayı gerektirmiştir. d) Mahkemece, manevi tazminattan sorumlu tutulmayan davalı A. Anonim Türk Sigorta A.Ş'nin, manevi tazminatın kabul edilen bölümü üzerinden davacılar yararına takdir olunan vekalet ücretinden sorumlu tutulması da doğru görülmemiş ve bozma nedeni yapılmıştır. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin maddi tazminata yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (2/a ve c) bentlerinde açıklanan nedenlerle davalı A. Anonim Türk Sigorta A.Ş vekilinin, davalı C. K. vekilinin ve davalı H.. A.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün tüm davalılar yararına bozulmasına, (2/b) bendinde açıklanan nedenlerle davalı C. K. vekilinin ve davalı H.. A.. vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, (2/d) bendinde açıklanan nedenle de hükmün davalı A. Anonim Türk Sigorta A.Ş yararına BOZULMASIN peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 26.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.