Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13529 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'ın, davalının işleteni olduğu otobüste 11/02/2006 tarihinde yolcu olduğu sırada meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini ileri sürerek müvekkillerinin her biri için 6.000,00 TL olmak üzere toplam 48.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, davanın zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını savunarak, reddini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kazanın 11/02/2006 tarihinde meydana gelmiş olduğu, dava tarihinin 16/08/2011 olduğu, davacıların fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren süresi içinde dava açmadığından zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Somut olayda, 11/02/2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, otobüs yolcusu davacıların murisi ... vefat etmiştir.818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 41 (6098 Sayılı TBK'nun 49.maddesi) maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK'nun değişik 72. maddesi) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK'nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür.) tabi bulunduğu belirtilmiştir.Buna karşılık 2918 Sayılı KTK'nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi, BK'nun 60 ve 2918 Sayılı KTK'nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK'nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 Sayılı Kanun'un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar içinde geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK'nun 10.10.2001 gün 2001/19-652 ve HGK'nun 16.04.2008 gün ve 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, kaza sonucu davacıların murisi vefat etmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 Sayılı TCK'nun 66. maddesine göre zamanaşımı süresi 15 yıldır. ... Asliye Ceza Mahkemesince sanık sürücü ...’in taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan TCK'nun 85/1. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmiş; derecattan geçerek 17.10.2012 tarihinde onanarak kesinleşmiştir.Davaya konu trafik kazası 11.02.2006 tarihinde meydana gelmiş, davacılar vekili tarafından ceza zamanaşımı süresi içinde 16.08.2011 tarihinde iş bu dava açılmıştır.Bu durumda mahkemece, davada uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması ve davanın süresi içinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.