Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5295 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4398 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : İftiraHüküm : TCK'nın 267/1, 269/2, 62, 50/1-a maddeleri gereğince mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:A) Tanık olduğu davanın duruşması için yapılan tebligat üzerine duruşmaya gelen ve tebligat üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan eden sanığın, iftira suçu yönünden yetkili makamlara herhangi bir ihbar veya şikayette bulunmaması karşısında müsnet iftira suçunun, tanık için çıkarılan davetiyedeki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki beyanın, görülmekte olan dava ile ilgili maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleme amacına yönelmediğinden yalan tanıklık suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,B) Kabul ve uygulamaya göre de,01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK'nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK'nın 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.