Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılmasıHüküm : 5237 sayılı TCK'nın 268/1. maddesi delaletiyle 267/1, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:1-) “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” suçunun oluşabilmesi için, failin işlemiş olduğu bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerektiği, somut olayda ise; daha önce işlemiş olduğu 4 ayrı suçtan aranan sanığın ihbar üzerine kimlik kontrolü sırasında yakalanmasını engellemek amacıyla kolluk görevlilerine kardeşi Barış'ın kimlik bilgilerini ibraz ederek kendisini ... olarak tanıtması ve annesi ile yapılan görüşme neticesinde kimliğinin kesin olarak anlaşılması, kimlik beyanı hakkında bir tutanak düzenlenmemesine göre gerçekleşen eyleminde, kimliği kullanılan kişi hakkında bir soruşturma ve kovuşturma yapılmamış olması hususları gözönüne alındığında, iftiranın özel bir şekli olan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşmayacağı, eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesinde düzenlenen "Kimliği bildirmeme" kabahatini oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi;2-) Kabule göre de;a) Gerekçeli karar başlığında suç adının "Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" yerine "iftira" olarak yazılması;b) Sanığın gözaltında kaldığı bir gün sürenin cezasından mahsup edilmemesi suretiyle TCK'nın 63. maddesine muhalefet edilmesi;c) TCK'nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu, Kanuna aykırı olduğundan, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün belirtilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.