Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4621 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7102 - Esas Yıl 2015





TALEP:İftira suçundan sanık ...'ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267/7 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dai...Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2015 tarihli ve 2013/119 E. 2015/153 K. sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Dosya kapsamına göre, sanığın annesine ait eve, onun bilgisi ve rızası dışında kaçak elektrik hattı çekerek ona iftira atmak amacıyla BEDAŞ yetkililerine şikayet ederek tutanak düzenlenmesine sebebiyet verdiği şeklindeki eyleminin 5237 sayılı Kanunun 267/7. maddesine tekabül ettiği ancak söz konusu fıkra hükmünün Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarihli ve 2010/115 E. 2011/154 K. sayılı kararıyla iptaline karar verildiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.09.2015 tarih ve 94660652-105-67-7736-2015-17911/57682 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2015 tarih ve 2015/307149 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü: TÜRK MİLLETİ ADINAI) Olay:Hükümlü ... hakkında... Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2015 tarihli ve 2013/119 E. 2015/153 K. sayılı kararı ile iftira suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267/7 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ancak 5237 sayılı Kanunun 267. maddesinin 7. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarihli ve 2010/115 E. 2011/154 K. sayılı kararıyla iptaline karar verildiğinin anlaşılması sebebiyle, sanığın annesine ait eve, onun bilgisi ve rızası dışında kaçak elektrik hattı çekerek ona iftira atmak amacıyla BEDAŞ yetkililerine şikayet ederek tutanak düzenlenmesine sebebiyet verdiği şeklindeki eylemi nedeniyle ... Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2015 tarihli ve 2013/119 E. 2015/153 K. sayılı kararı ile iftira suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267/7 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır. II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:Dosya kapsamına göre, suça konu eylemin 5237 sayılı Kanunun 267/7. maddesine tekabül ettiği, ancak söz konusu fıkra hükmünün Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarihli ve 2010/115 E. 2011/154 K. sayılı kararıyla iptaline karar verildiği ve suç tarihi itibariyle eylemin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.III) Hukuksal Değerlendirme:İftira suçu 5237 sayılı TCK'nın “İftira” başlıklı 267. maddesinde düzenlenmiş; “(1)Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)Fiilin maddi eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır. (3)Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4)Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur. (5)Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkumiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; (…) hükmolunur. (6)Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır. (7)(İptal: Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarihli ve E. 2010/115 E. 2011/154 K.sayılı kararı ile) (8)İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.(9)Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.”Uyuşmazlık konusuna ilişkin yasal düzenlemeler incelendiğinde;İftira suçunun oluşabilmesi için, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, somut olayda; sanığın annesine ait eve, onun bilgisi ve rızası dışında kaçak elektrik hattı çekerek ona iftira atmak ve hakkında idari yaptırım düzenlenmesini sağlamak amacıyla BEDAŞ yetkililerine şikayet etmesi şeklindeki eylemi nedeniyle... Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2015 tarihli ve 2013/119 E. 2015/153 K. sayılı kararı ile iftira suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267/7 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ancak anılan Kanunun 267. maddesinin 7. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarihli ve 2010/115 E. 2011/154 K. sayılı kararıyla karar verilmeden önce iptal edildiği ve suç tarihi itibariyle sanığın TCK'nın 267/1-2 maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.IV) Sonuç ve karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden,... Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2015 tarihli ve 2013/119 E. 2015/153 K. sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,İftira suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün iptali ile hukuka aykırılığın CMK'nın 309/4-d maddesine istinaden yeniden hüküm kurulması mümkün görüldüğünden;1-Sanık ...'ün üzerine atılı müsnet suçu işlediği tüm dosya kapsamına göre kanıtlandığından, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 267/1 maddeleri gereğince suçun işleniş şekli ve özelliği, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı nazara alınarak sanığın takdiren 1 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,2-Sanığın üzerine atılı eylemi maddi eser ve delil uydurmak sureti ile işlemiş olduğu anlaşılmakla cezasından TCK'nın 267/2. maddesi gereğince takdiren yarı oranında artırım yapılmak sureti ile sanığın 1 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,3-Sanığın yargılama aşamasında gözlemlenen olumlu tavrı ve davranışları dikkate alınarak hükmedilen cezasından takdiren TCK'nın 62/1 maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak 1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,4-Sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunması ve ortaya çıkan zararı gidermediği anlaşıldığından yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmadığından CMK'nın 231. maddesinin ve birden fazla adli sicil kaydı bulunan sanığın suç işleme eğiliminin olumsuz olarak değerlendirilmesi ve yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşmadığından TCK'nın 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,5-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK'nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına,Dosyanın sair işlemler yapılması için Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.07.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.