Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4321 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5678 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 16 - 2015/63828Mahkemesi : Adana 9. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 20.01.2015Numarası : 2014/514 - 2015/27 Suç : Yargı görevini yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüsDosya incelenerek gereği düşünüldü:Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.11.2007 tarih ve 70/254 sayılı kararında da belirtildiği gibi, TCK'nın 277. maddesinde tanımlanan suçun maddi unsuru, yargı görevini yapanları, emir vermek, baskı yapmak, nüfus icra etmek suretiyle veya her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak etkilemeye kalkışmaktır. Maddi unsuru oluşturan fiilin ise, görülmekte olan bir davada gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesini sağlamak amacıyla işlenmesi gerekmektedir. Somut olayda; başka suçtan cezaevinde tutuklu olarak bulunan sanığın Adana 2. Ağır Ceza Mahkkemesinin 2014/123 esas dosyasına yazdığı 05.02.2014 tarihli dilekçede özetle; dava konusu cinayetle ilgili olarak Devrim Yalap'ın suçu üstüne aldığı konusunda duyumları olduğunu, katkıda bulunmak istediğini belirtmesi üzerine anılan mahkemece tanık sıfatıyla tespit edilen 12.06.2014 tarihli ifadesinde, dilekçesinde yazdıklarının doğru olmadığını intikam amacıyla Sayim ve Şemsettin Yalap'ı suçlar tarzda dilekçe gönderdiğini beyan ettiği, ancak dilekçe içeriğinin doğru ya da yanlış olduğuna veya mahkemede tanık sıfatıyla alınan ifadesinin baskı altında verilmiş olup olmadığının kesin olarak saptanamadığı, mahkemece tanık sıfatıyla verilen ifadelerinin ./..doğruluğunun kabulü karşısında, yalan tanıklık suçunun oluşmayacağı, cezaevinden göndermiş olduğu dilekçenin, yalan tanıklık yapmak için yapılmış bir başvuru olduğunun kabulü halinde, eyleminin TCK'nın 36. maddesi kapsamında kaldığı, bu kabul dışında dilekçe vermek şeklindeki eylemin yukarıda açıklanan suçun maddi unsurunu oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 17.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.