Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : YağmaHüküm : TCK'nın 149/1-c-g, 35, 39, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Sanığa yüklenen yağma eylemi için kanun maddesinde öngörülen cezanın alt sınırına göre, hükmün açıklandığı 15.12.2009 günlü oturumda, 5271 sayılı CMK'nın 188/1. maddesi gereğince zorunlu olarak müdafii bulundurulması gerektiğinin gözetilmeyerek müdafii yokluğunda karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,2- İddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısı, karar verilmeden önce, toplanan kanıtlara göre esasa ilişkin görüşünü açık ve anlaşılır bir biçimde ve eğer görüşü mahkumiyete ilişkin ise mevzuatta yer alan kanun ve maddelerini de göstermek suretiyle açıklamak zorunda olduğundan ve dosyada birden fazla mütalaada bulunduğu da gözetildiğinde, “ önceki mütalaamızı tekrar ederiz, sanığın yağmaya teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilsin” şeklindeki sözlerin esas hakkında mütalaa olarak geçerli ve yeterli kabul edilmesi olanağı bulunmadığından, Cumhuriyet savcısının usulüne uygun şekilde esas hakkındaki görüşü alınmadan veya önceki mütalaa mahkemece okunup zapta geçirilmeden hüküm kurulması suretiyle CMK'nın 216. maddesine aykırı davranılması, 3- Yağma eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 149/1-a-c-d-g madde, fıkra ve bentlerine aykırı şekilde silahla, geceleyin, suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla, konutta ve birden fazla kişiyle birlikte işlendiği gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nın 149/1-c-g. bendlerinin yanısıra aynı fıkranın (a) ve (d) bentlerinin de uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi ve temel ceza belirlenirken aynı kanunun 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak uygulama yapılmaması,4- Suç arkadaşları ile birlikte önceden verdikleri karar doğrultusunda, yaptıkları işbölümü gereği gözcü olarak suça doğrudan katılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 37/1. maddesi yerine 39. maddesinin tatbiki suretiyle eksik ceza tayini,Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza süresi bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 22.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.