Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1439 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1093 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, kişiyihürriyetinden yoksun kılma, yağma, örgüte yardımHüküm : l- Sanık ... açısından;a- TCK’nın 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/l, TCK’nın 58/9, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyetb- TCK'nın 302/2, 3713 sayılı Kanunun 4/1-a, TCK'nın 37/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 149/1-a-c-d-f-g, 3713 sayılı Kanunun 5/1 TCK’nın 58/9, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyetc- TCK'nın 302/2, 3713 sayılı Kanunun 4/1-a, TCK'nın 37/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 109/2, 109/3-a, b. 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 58/9, 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet2- Sanık ... açısından;TCK'nın 314/3, 220/7-1. cümlesi delaletiyle TCK'nın 314/2, 220/7- son 3713 sayılı Kanunun 5/1, 62/1, 58/9, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyetSanık ... hakkında duruşmalı, diğer sanık ... hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Ceza Muhakemesi Hukukunda genel kural duruşmaların bir celsede bitirilmesi ve sanığın hazır olmaması halinde duruşma yapılmamasıdır. CMK'nın196/2. maddesi uyarınca istinabe yolu ile sorgu yapılması sanığın talebine bağlı tutulmuş olup bunun yanında atılı suçta zorunlu müdafiilik gerektiren ve istinabe yasağı öngörülmüştür.Hal böyle olunca;Aynı suçtan yargı çevresi dışındaki cezaevinde bulunan ve duruşmalarda bulunmakta bağışık tutulması hususunda herhangi bir karar verilmeyen sanık ve müdafiinin esas hakkında savunma yapılacak oturumda, hazır bulunmayı ısrarla talep etmelerine rağmen karar duruşmasında hazır bulundurulmayarak, görüntülü ve ses iletişimi tekniği ile savunmasının alınmasının savunma hakkını kısıtlayıcı ve adil yargılama ilkesine aykırı olduğunun gözetilmemesi,2- Hükme dayanak yapılan başta ... ve diğer itirafçı tanıkların; örgütün yapısı, bir kısım üyeleri ile bunların katıldıkları eylemleri içeren beyanları yanısıra sanık hakkında da teşhis ve beyanlarda bulundukları, ancak bu tanıkların sanığa isnat edilen vahim nitelikteki eylemlere bizzat katılmadıkları gibi duyuma dayanan beyanlarının da aşamalarda tutarlılık göstermediği ve özellikle tanık ... ile bir kısım itirafçı tanıkların kendileri hakkındaki soruşturma ve kovuşturmada etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istedikleri yönündeki beyanlarıyla mağdurların soruşturma aşamasında sanığın da fotoğrafının bulunduğu teşhis işleminde sanığı teşhis edememeleri hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanık ...’ün 30.06.2006 günlü yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma şeklindeki vahim nitelikte araç suçları işlediğine dair kesin, yeterli, her türlü kuşkudan uzak ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, mevcut şüpheden de sanığın yararlandırılması gerektiği gözetilmeden, sanık ...'ün silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılması yerine yazılı şekilde uygulama yapılarak suç vasfında yanılgıya düşülmesi,3- Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusuru, güttüğü amaç ve saik ile sübutu kabul edilen silahlı terör örgütüne yapılan yardımın niteliği de göz önünde bulundurularak; sanık ... hakkında temel cezadan üçte bire kadar indirim öngören TCK'nın 220. maddesinin 7. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca yapılan indirimin hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve orantılı, makul ve makbul bir indirim olması gerekirken, yazılı şekilde dosya kapsamına uymayacak biçimde indirim yapılması,4- Kabul ve uygulamaya göre de;a- Mağdur ...’ın kolluk beyanında eşi ...’dan 15 TL paranın yağmalandığı belirttiğinin anlaşılması karşısında, sanık... ’in atılı yağma suçundan beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,b- Sanık ... hakkında mağdur sayısınca yağma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde; mağdurlar ...,’e karşı açılan yağma suçlarından herhangi bir karar verilmemesi,Kanuna aykırı sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma gerekçesi nazara alınarak sanık ... müdafiinin tahliye talebinin reddiyle sanığın tutukluluk halinin devamına, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.