Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1177 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1205 - Esas Yıl 2015





TALEP:Resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarından sanık ... Akdemirin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 204/1, 267/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair ...4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli ve 2013/697 esas, 2014/122 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Dosya kapsamına göre, iftira suçunun özel bir halini düzenleyen Türk Ceza Kanununun 268. maddesinde öngörülen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla gerçekte var olan başka bir kişiye ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, suç soruşturmasına esas eylemlerinin kendisi yönünden sonuçsuz kalmasını sağlamak için gerçekte var olmayan ya da hayatta bulunmayan bir şahsın kimliğini veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin maddede yazılı suçu oluşturmayacağı gözetilmeden iftira suçundan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 06.11.2014 gün ve 94660652-105-81-9727-2014-19354/66364sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.11.2014 tarih ve 2014/374137 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:TÜRK MİLLETİ ADINAI) Olay:Sanığın ... İlçesi otoban kavşağında 14.08.2013 günü ... plakalı tır ile yaralamalı trafik kazasına karıştığı, kaza sonrasında trafik polis memurlarına suç tarihi itibariyle ölen ... adına düzenlenmiş ancak fotoğraf kısmında sanığın kendi resmi bulunan ehliyeti ibraz ettiği, soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla kimliğini gizlediği olayda ...4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli ve 2013/697 esas, 2014/122 sayılı kararı ile sanık hakkında 204/1, 267/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 10 ay hapis cezası ile mahkumiyetine dair verilen karar temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır. II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:Dosya kapsamına göre, iftira suçunun özel bir halini düzenleyen Türk Ceza Kanununun 268. maddesinde öngörülen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla gerçekte var olan başka bir kişiye ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, suç soruşturmasına esas eylemlerinin kendisi yönünden sonuçsuz kalmasını sağlamak için gerçekte var olmayan ya da hayatta bulunmayan bir şahsın kimliğini veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin maddede yazılı suçu oluşturmayacağı gözetilmeden iftira suçundan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir. III) Hukuksal Değerlendirme:Ayrıntıları Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02.12.2014 tarih 618-532 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 5237 sayılı TCK'nın 268. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; işlenen suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, gerçek ve sağ olan başka bir şahsa ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçunun oluşması için de, TCK'nın 206. maddesine göre; “Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunulması” gerekmektedir.Somut olayda; sanığın sebep olduğu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası ile ilgili düzenlenecek tutanak ve başlatılacak ceza soruşturmasına esas olmak üzere kamu görevlilerine olay tarihinden önce ölen ...'na ait, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sürücü belgesini ibraz etmesinden ibaret eyleminin, kimlik bilgileri kullanılan şahsın hayatta olan bir kişi olmaması ve yetkili kamu görevlisine verilen bu bilgiler üzerine resmi bir belgenin de düzenlenmiş bulunması karşısında eylemin başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturmayacağı ancak hem resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu, hem de TCK'nın 204. maddesinde yer alan resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve fakat TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen, fikri sahtecilik olarak da adlandırılan suçun niteliği itibari ile TCK'nın 212. maddesinin uygulanma yeri bulunmadığından aynı neviden fikri içtima kuralını düzenleyen TCK'nın 44. maddesi gereğince sanığın daha ağır cezayı gerektiren resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırıldığı da gözetilerek, sanık hakkında TCK'nın 206. (uygulamaya göre TCK'nın 268/1 maddesi delaletiyle TCK 267/1) maddesinde düzenlenen suç nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan ayrıca başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan hüküm kurulmasında, İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.IV) Sonuç ve karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, ...4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli ve 2013/697 esas, 2014/122 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, İftira suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün iptali ile hukuka aykırılığın CMK'nın 309/4-d maddesine istinaden düzeltilmesi mümkün görüldüğünden; “Sanık hakkında TCK'nın 206. (uygulamaya göre TCK'nın 268/1 maddesi delaletiyle TCK 267/1) maddesinde düzenlenen suç nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına” ibarelerinin eklenmesi ile kararın diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.