Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9776 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 10272 - Esas Yıl 2003





Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan tapu iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:Kadastro sırasında 238, 306 parsel sayılı 10040 ve 9248 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 238 nolu parsel Ahmet, 306 nolu parsel de Mehmet adına tespit ve tescil edilmiştir. 238 nolu parsel Devlet Su İşleri'nin yapmış olduğu kamulaştırma işlemlerinden dolayı ifraza tabi tutulmuş ve ifrazdan sonra 1226 parsel numarasını alan 6040 metrekarelik bölüm yine Ahmet adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı Nasuh, kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak kendi adına tesbit gören 237 nolu parselin komşuları olan çekişmeli taşınmazlar malikleri aleyhine miktar eksikliği için tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 1226 nolu parsel tapusunun kısmen iptaline, fen bilirkişisi krokisinde "B" harfi ile gösterilen 1286.43 metrekarelik bölümü ile çekişmeli 306 nolu parsel tapusunun kısmen iptal edilerek krokide "A" harfi ile gösterilen 503.10 metrekarelik bölümünün davacıya ait 1257 parsele ilave edilmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan 1226 (238) parsel maliki Ahmet mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Kanunda öngörülen bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması zorunludur. Hak düşürücü nitelikte olup kesilmesi de söz konusu olamaz. Davaya konu olan 238 sayılı parselin 14.2.1986, 306 sayılı parselin tutanağı ise 3.4.1982 tarihinde kesinleşmiş dava ise 10.9.1998 tarihinden on yıllık süre geçtikten sonra açılmıştır. Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle işin esasına girilmeyerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 24.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.