Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9422 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22396 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 31 parsel sayılı 13.445,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiş, 04.03.2008 tarihinde satış ve hisse tevhidi yoluyla ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., kadastro sırasında kendisine ait 108 ada 32 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalıya ait çekişmeli 108 ada 31 parsel sayılı taşınmazda kaldığı iddiasına dayanarak tapu iptal ve adına kayıtlı 108 ada 32 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı vekili taşınmaz üzerinde ipotek hakkı bulunan ...'yi davaya dahil etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 108 ada 32 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.768,26 m2'lik kısmının davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacıya ait 108 ada 32 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 03.08.1994 tarihinde yapılmış ve 09.03.1995 tarihinde itirazsız kesinleşmiştir. Davacı, kadastro sırasında kendisine ait 108 ada 32 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalıya ait çekişmeli 108 ada 31 parsel sayılı taşınmazda kaldığı iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle kadastrodan önceki hakka dayalı olarak dava açmıştır. Keşifte davalı, davacı ile anlaştığını, davacının talep ettiği kısmın davacı adına tescilini talep ederek kabul beyanında bulunmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 114 ve devamı maddelerinde dava şartları düzenlenmiş olup, aynı Yasa'nın 114/2. maddesinde diğer Kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Dava şartları mahkemece, davanın her aşamasında re'sen dikkate alınır. Hak düşürücü süre, özel kanun olan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda düzenlenmiştir. Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamaz. Hak düşürücü süreye ilişkin dava şartını mahkemenin kendiliğinden araştırması gerekli olup, bu dava şartının bulunmadığı hallerde mahkemece öncelikli olarak dava şartlarının olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden davalının kabul beyanı sonuç doğurmaz. Somut olayımızda, tutanağın kesinleştiği tarih 09.03.1995 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçmiştir. Bu durumda tutanakların kesinleştiği 09.03.1995 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.