Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9356 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21906 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 203 ada 74 parsel sayılı 85.177,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 203 ada 74 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaline, davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmüne göre bir kimse aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden zilyetlikle sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümüne kadar taşınmaz malı iktisap edebilir. Dosya kapsamından, belirtilen madde uyarınca aynı çalışma alanında davacı ... ad??na dava dışı 203 ada 84 ve 169 parsel sayılı taşınmazların belgesizden tespit gördüğü ve kesinleştiği, söz konusu taşınmazların toplam miktarının 28.333,18 metrekare olduğu, mahkemece davacı ... adına tescil kararı verilen dava konusu 203 ada 74 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün ise 85.177,57 metrekare olduğu, bu haliyle davacının zilyetlikten kazanabileceği taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen miktar kısıtlamasının üstünde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14. maddesinde aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceği gözetilerek davacıya bu husustaki beyanları sorulmalı, gerektiğinde davacıya tercih hakkı hatırlatılarak 14. madde de öngörülen miktar kısıtlamasına uygun olarak belirlenecek taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilebileceği düşünülmelidir. Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen miktar sınırlaması yönüyle değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.