MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu ... ada ..., ..., ... ada ..., ..., ... ve ... ada ... parsel sayılı 20.406.13, 23.579.01, 8.403.64, 22.440.40, 11.015.56, 7.481,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan ... ada ... parsel sayılı taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve ... ada ... parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve ... adına tespit ve tescil edildikten sonra ... hissesi intikal ile ... ve müşterekleri adına tescil edilmiş, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ise irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edildikten sonra ... ve müşterekleri adlarına tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...'dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli ... ada ..., ..., ... ada ..., ..., ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile kök muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davalarda tapuda malik olarak görünen tüm kişilerin davada taraf olması zorunludur. Somut olayda; çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmaz tapuda paylı olarak ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına kayıtlı olduğu halde davacı tarafından dava dilekçesinde yalnızca kayıt maliklerinden ..., ... ve ... davalı olarak gösterilmiş; diğer kayıt maliklerine dava yöneltilmemiştir. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. O halde; çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen ve dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen yukarıda sözü edilen kişilerin davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek esasa girilip hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle ... ada ... sayılı parsele ilişkin hükmün BOZULMASINA,2- ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı ..., çekişmeli taşınmazların ortak murisleri ...'dan kaldığını, kök murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek taşınmazların kök muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tescilini talep etmiştir. Davalılardan ..., taşınmazlardan bir kısmının kök muristen intikal etmediğini, 3. kişiden satın alındığını, kök muristen intikal eden taşınmazlar yönünden ise davacının miras payını aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazların kök muristen intikal edip etmediği, kök muristen intikal ettiğinin anlaşılması halinde yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse taşınmazların kime düştüğü noktasında toplanmaktadır. Mahkemece taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, keşifte tarafların kök murisi ... terekesine temsilci olarak tayin edilen ... mahalli bilirkişi olarak dinlenilmiş, her bir taşınmazın ayrı ayrı kimden geldiği, kimden kime intikal ettiği, kök muris terekesine ait olup olmadığı, müşterek muristen intikal etmesi halinde taksim edilip edilmediği hususlarında mahalli bilirkişilerden ayrı ayrı bilgi alınması gerekirken farklı adalarda bulunan taşınmazlar hakkında toplu olarak beyan alınmış, gayrimenkulün aynına ilişkin uyuşmazlıklarda bilirkişi ve taraf tanıklarının taşınmaz başında dinlenilmesi zorunlu olduğu halde mahkemece tanıklar duruşmada dinlenilmiştir. Diğer taraftan davalı ...'ın satın alma iddiası üzerinde durulmamış, çekişmeli taşınmazların tespit tutanaklarının bir kısmında da tespit malikleri tarafından 3. kişilerden satın alındığı belirtilerek tespit yapıldığı ve tespite aykırı sonuca varıldığı halde bu hususta irdelenmemiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca ulaşabilmek için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından intikal edip etmediği, müşterek muristen kaldığı anlaşılan taşınmazların yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, davalı ...'ın satın alma iddiası yönünden beyan alınmalı, hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde HMK'nın 31. maddesi uyarınca gerektiğinde kadastro tespit bilirkişileri dinlenilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri, dosyaya getirtilecek parsel tutanaklarının içerikleri ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule ve iddianın ileri sürülüş şekline göre, taraflar arasında miras ilişkisi bulunması ve mirasçılar arasında pay devrinin mümkün olması nedeniyle, açılan davanın paya yönelik olduğunun kabulü gerekirken tüm mirasçılara pay verilmesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.